Dil lal, acıların tarifsiz burgularındadır yürek
Patlayan volkanın, lavlarıdır süzülür gözlerimden
-
-
Senin lamban sönükken, yanan lambamdan
Ben çocuklarımı severken, senin yetimlerinden
Güneşten gölgelere kaçarken, senin karanlığından
O şimdi ne yapıyor
şu anda, şimdi,şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı,
ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
Devamını Oku
şu anda, şimdi,şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı,
ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
Aradan geçen bir yıl... Acı katlanarak büyüdü... Özlem katmerleşti kalan kırık kalplerde.Değişen birşey olmadı ne yazık ki...
Akıllarda kalan siyah...
Duyarlı kaleme sevgi ve saygı ile...
YÜREĞİ OLANIN,
OLABİLENİN
SÖYLEYECEĞİ,
SÖYLEYEBİLECEĞİ
ŞEYLERİ OKUDUM
KALEMİNİZDEN.
BEN O YÜREĞİ DE
KALEMİ DE
YÜREKTEN
KUTLUYORUM.
Sayın dost yürek Bülent Bey;
Bugün acının geride kalanlara ne bıraktığını anlama ve bu acıyı tarihe en acı bir şekilde yazma günü. Öncelikle sizin bu duyarlı yüreğinizi kutlayarak. Soma sonrası Fıtrat nedir onu anlatmak için yazdıklarımı bu güzel şiirinize hediye etmek istiyorum.
21. yüzyılın klasiklerini yazıyoruz. Tarih yazıyoruz. Yalan değil gerçek yazıyoruz.
Fıtrat
Kanayan taraflarımızı bir türlü durduramıyorduk,
Başkalarının denizinde yüzüp kendi derelerinde boğulanlar,
Cinayet gibi ölümlere fıtrat diyordu.
Can pazarıydı sanki ülke, fıtrata fidye verilen gidiyordu,
Fıtrat gerçeğin hücumuna meydan okuyordu,
Öldürmek işin fıtratında diyor,
Kanlı pazarın üzerini örtüyordu.
Çok teke yeniliyor, kirli karanlığın gölgesinde kurtların avına takılıyordu,
Güneş yeniden doğunca unuturuz nasıl olsa,
Gündeme fıtratı sığdırıyordu.
Yeni günde güneşin sıcaklığında cinayete kurban gidenlerin kanları kuruyordu,
Bilmeyenler fıtrat ne diyordu?
Fıtrat varlığın doğası demekti,
Birilerine göre ölmekti, birilerinin birileri çıkarına ölmesi birileri için fıtrattı.
Doğa her canlıyı hoş geldin diyen kollarıyla karşılar, sunacağı her güzelliğe çağırırdı,
Söylenenlere ve duyduklarımıza inanmaktı fıtrat,
Oysa gerçek söylenmeyenlerdeydi, duyulmayanlardaydı, sessizlik gerçeğe, fıtrata daha yakındı,
Gaflet ise söylenerek yakınıyordu.
İnsanın derinliği dinginliğini genelde korur,
Yalanın dalgası üzerimizde dolaşsa bile,
Hakikatin iki şeye muhtaç olduğu gerçeği değişmiyordu;
Dillendiren/dillendiremeyen, anlayan/anlamayana eşitleniyordu,
Kendine karşı adaletsiz olmaya alıştırılanlar baskıya başını bile kaldıramıyordu,
Çünkü fıtrat öyle diyordu.
Bilmemiz gerekenlerin sonuna ulaştığımızla, duymamız gerekenlerin başında olmamız gerektiğini geç anladığımızda bu tuzağın uzağında olamıyorduk.
Az sayıda karanlıkta uyanık, çok sayıda aydınlıkta uykudaydık!
Akıl sürülmemiş tarla gibi ekilmişti beyinler,
Fıtrat ne ekmişse onu biçiyordu tam istenen gibiydi ekinler,
Gerçekte bir tek kendimizle konuşuruz işin aslından,
Kimi zaman sesimiz yüksek olur başkalarının duyabileceği faslından,
Kendisinden veremeyenler başkalarından kolay verebiliyorlardı, çünkü sahip olmadıkları şeylerden çok verme alışkanlığı edinmişlerdi,
Bunun hesabını da fıtrat hesabında tutuyorlardı,
Fıtratın hesabını tuttuğunu sananlar ölçüsüz ve sınırsız bir deniz gibiydiler,
Yaşanan aslında fıtrat değil fıtratın sunduğu fırsattı,
Sadece birileri bunu çok güzel sattı,
Kurbanlar toprağın altında yan mı gelip yattı?
Bu sefer sığınılan liman fıtrattı!
Hakikate kulak veren hakikati dillendiremeyenden daha basit değildi,
Duymak istediğini, görmek istediğini duyan ve görenler basitti,
Beşeri hayatın taraflı yasalarını ancak dahiler ve deliler yerle bir edebilirdi,
Oysa yasa çiğnemek kimlere kalmıştı!
Baharı yüreğimde saklıyorum diyen kışa kim inanabilirdi ki?
Zalim zevklerin tutkusu acılarımızı oluşturuyordu,
Hayret etmek uyanışın başlangıcı olacaktı,
Sanki fıtratta uyanmak yoktu,
Uyanmasınlar diye fıtrat fırsattı!
İnsanlık ezelden edep denizine dökülen bir ırmaktı,
Bu denize bir damla bile olmayı hak edemeyenler sürekli kenardan baktı,
Bu denize yanlışlar doğrulardan daha çok savunularak aktı.
Evren diyecek ki burada senin geçişin yaşıyor, yolun gelecek nesillere diyecek ki bu yolu ancak görebilecek bir yürek aşıyor!
Bu iki ucu tutulamayan devrandan her geçen artık şaşıyor.
Önder Karaçay
Saygılarımla... Teşekkürler. Ant++
Sevgili dost,
Bir de gerçek sorumlular özür dilese ya...
Duyarlılığınızı ifade eden şiirinizi kutluyorum...
Güzel ve anlamlı bir şiir.Hayatın akışını dile getiren dizeler muhteşem olmuş.Yüreğine sağlık,kutluyorum.
okurken hüzünlendim. Hislerinizi gayet güzel ifade etmişsiniz.Kutluyorum...
gerçekler yansıtan Derin anlamlı ve ustaca kaleme alınmış bir şiir okudum. tebrikler, üstadım. saygılarımla+10
gerçekler her zaman aci verir soma gibi tarihin yüz karasi demek geldi rahmetler diliyorum..
soma acilari başlayıp bittiği yer şimdi herkes utansin saygımla..
gönüldeki hiçran yarasi soma.Yüreğiniz dert görmesin.
Saygı ve sevgi ile kalın.
Bu şiir ile ilgili 50 tane yorum bulunmakta