“Benim gibi döşünde sevdâlara yan uyan
Uyan ey ömrümdeki en büyük ziyan uyan! ”
Mehtâba küskün sehâb muztarip bakıyor ay
Gözlerimin önünde yıkıldı sırça saray
Iztırap sahrasında ne çöl kaldı, ne de kum
Baharın sînesinden emdiğim her şey zakkum
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




SATIR SATIR KELİME KELİME BİR NAKIŞ GİBİ İŞLEMİŞ
MÜKEMMEL SEYİT KARDEŞİM KUTLARIM YAZAN GÜZEL YÜREĞİNİ
+10+ANT LİSTEMDE
YÜREK İŞİ USTA İŞİ TEBRİKLER
Mükemmel çalışma olmuş işcilik kişilik oldukca güzel Allah hep iyi işler yaptırsın tam puan
Muhterem Üstadım. Bu Şaheser şiirinizi daha önce okumuştum. Birdaha okudum...
Sizin yorumlarınız benim için çok değerli ve anlamlıdır. Öncelikle teşekkürlerimi arzediyorum.
Beni uyardınız Minnettarım.
Bize Gelmemiş Adlı şiirime yaptığınız yorumdan:
1- İlk dörtlüğün son iki mısrasında Noktalama hatası olduğundan anlaşılamadığını gördüm ve şöyle Olacaktı. Düzelttim.
Çile bülbül; aşı-maşuk buluşmuş
Çile; bahar gelmiş, bize gelmemiş..
2-İnsan ömrüylr alakalı oluşunun dışında Baharın, barış, sevin ve mutluk getimesini düşünerek gördüm ki Her mahlukta var bunlar yalnız insanlarda yok. İşte bu bakımdan bize baharın gelmediğini düşündüm..
Tektrar teşekkürlerimi selam, sevgi ve saygılarımı azzediyorum...
Seyfeddin KARAHOCAGİL
kutlarım
uykuya dalmış gönüle su sunmak zordur .bunu başarmış bir kalem görmek uyanmadı gibi dillendirilsede birçok gönülü uyandıran olmak zor..güçlü bir kalem güçlü bir yürek ve nihayetinde ne bildiğini bilmen gerek..tebrikler...
Son günlerde yayınlanan Seyit Kılıç şiirlerinde bir başka rüzgarın varlığını hissetmemek mümkün degil. Sonsuz enginliklere yelken açma eğiliminde olduğu açık. Daha derinlerden daha parlak cevherleri toplama çabasına girdiği belli.
Yolun açık olsun sevgili kardeşim.
Yüreğinize sağlık usta işi yürek işi tebrikler
Okumak çok güzeldi..Bir öykü tadındaydı..Bir yürek yangınıydı...Sevdaydı, sevginin sınır tanımayışıydı...Büklüm büklüm hasretti. Çok güzeldi duygusu özellikle..Kutluyorum, kutluyorum.
Sayin Hocam, hayranlikla okudugum cok guzel bir siir olmus. Ozellikle tunc kafiyeler cok guzel olmus.Mânâ okudukca derinlesiyor.
Kutluyorum degerli kaleminizi.
saygiyla...
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta