yapraklar artık sarı sarı
ne söylüyor
yaşadık bir yerdeyiz
harcadık bitiyor
aldık sattık bunca zaman
ne kaldı ki
Akşamları pek içmezdim
Çıkmazdım geceleri
Karanlıklar yabancı
Tanımazdım sokak lambalarını
Sinsi sinsi gezen kediler
Mahallenin kabadayısı
hayatın karmaşık yollarında
sende benden gelip geçtin
yıllarda senin gibi geçip gitti
bir kaç canlı hatıra kaldı belki
bunlardan biri bensem içinde
yağmurlu bir şubat sabahı
yağmur olmak istemişimdir
hep
aşktan çırılçıplak
vucutlardan süzülüp
tüm zevklerin içinden
toprağa düşmek
bir şişeye sığdırmak isteseydim
seni
yudum yudum her kadehte
kanatlanır uçardım
meyhane türkülerinde
biraz peynir her mevsim
memleket bizim
bizim insanımızın
vatanı kanla
evladı canla
toprağı terle sulayanların
vatan bizim
çay gibi hayat
demlen dikçe koyulaşır
biraz da acılaşır
çınar gibi olsan da
yaprakların kopar
rüzgarla uzaklaşır
ceketsiz gezerdik
kış günleri
üşümezdik
mahallemiz sıcacıktı
elimizde ekmek
sokağa çıkardık
başlayıp ve bitirmek
aslında hayat bu
önemli olan
araya serpiştirebildiğimiz
sevgiler yaşanan güzellikler
ben gençliği bilirim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!