Bazen yorgunluğum öyle ağır ki,
ne söz anlatabiliyor, ne de gözler…
Kalabalıklar arasında susuyorum,
çünkü içimdeki fırtınaya kimse tanık
olmasın istiyorum.
Ama sen…
Geçmişten gel desem…
Yılların arasından, anıların içinden,
tozlu raflara kaldırılmış bakışlarınla
yeniden yürür müydün bana doğru?
Bir çocuk gülüşü saklı hâlâ içimde,
Sen bir kelime değilsin,
bir hece hiç olmadın...
Sen, gözbebeklerime gizlenmiş,
her bakışta içime işleyen bir hatırasın.
Ne zaman göğe baksam,
gözlerimin tam ortasında beliriyorsun;
Gözlerimden akan yaşlar, senin için…
Bir veda cümlesi gibi durmadan dökülüyor
Her biri ayrı bir hatıra, ayrı bir sitem
Kimi zaman bir tebessümün,
Kimi zaman sessizliğinin izinde.
Gözlerinden mavisini ödünç aldım bu sabah…
Gökyüzü senin kadar güzel değildi hiçbir zaman.
Deniz senin gibi kıyıya umutla vurmazdı,
Ve ufuk çizgisi senin bakışların kadar derin olamazdı…
Bir bakışın yetiyor dünyamı aydınlatmaya,
Biliyorum, artık dayanamıyorsun.
İçimde biriken her şeyin ağırlığını sen
taşıyorsun çünkü.
Konuşamadıklarımın, anlatamadıklarımın,
affedemediklerimin…
Hepsi sana akıyor işte.
Hiçbir şehir, hiçbir diyar
Acıtmadı içimi senin gibi,
Hiçbir şiir bu kadar dokunmadı
Bir çift gözyaşı kadar sessiz, bir çift gözyaşı kadar derin…
Sözler sustu, anlamlar bitti,
Haberin yok…
Ben seni ne zaman düşünsem, içimde eski
bir şarkı çalıyor.
Radyosu bozulmuş bir odada,
Zamanı durmuş bir saatin tik takları gibi
yankılanıyor kalbim.
Bazen…
Birini düşünürken,
Onun varlığıyla değil, yokluğuyla dolarsın.
Ve bu öyle bir doluluk olur ki…
Taşmaz.
Sadece... içeride kalır.
Bir gün ansızın geldin…
Ne zaman dokundun kalbime bilmiyorum,
Ama geldiğini hissettiğim an,
Her şey sustu içimde.
Kelimeler, sitemler, korkular…
Hepsi durdu seninle.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!