Şairin yüreğine dizeler düşmeye görsün. Vakti, saati yoktur bu işin. Bazen bir otobüste yolculuk yaparken, bazen bir arkadaşınla sohbet esnasında, bazen gece yarısı gelir ilhamlar ve esin hanımlar... O an da yazdın yazdın benim gibi hafızan zayıfsa uçuverir dizeler.
Büyük şairlerin bazı şiirlerine bazı kelimeler, bazı cümleler yıllar sonra girmiştir. Hayatlarını incelerseniz göreceksiniz. Mısra'nın sonuna yazacağı o bir kelime için günlerce düşünür insan. Şiire yeni başlayan arkadaşlar, bunu yıllar ilerledikçe gözlemliyeceklerdir diye düşünüyorum.
Kimi zaman uçan bir kuştan ilham alır şair. Kimi zaman kırda ki bir kelebekten. Kimi zaman masumane bir şekilde, savaşta ölen, yitip giden çocukların acısı düşer şairin yüreğine, hisseder o acıyı yüreğinin tam orta yerinde, sızlar yüreği, sızlar hem ruhu hem de bedeni, yazmasa olmaz. Duyurmalıdır herkese, acıları...
Gece tatlı uykumdan uyanıp çok kere bir şeyler karalamışımdır kendimdem bilirim. Saate hiç bakmam o sırada... Kimi zaman 0.3.30 dur zaman kiminde de 04.45 dir... O kafada ki düşünceler mutlaka kaleme alınacaktır, zaman kavramı yiter gider orada. Bir kalem, bir ufacık kağıt parçasının üstüne çiziktirilen dizelerin kıymeti olsun olmasın, onu düşünmez şair. Yazmak o an da kendi ile hesaplaşmak belki, kendini aşmak, yokluktan çokluğa doğru bir hareket... Uyku kardeş mecburdur kendi köşesine çekilip de bekleyecektir mutlaka şairi...
Kaç kişi güzelliğini sevdi
Belki gerçek aşkla; belki değil
Ama bir tek kişi seni sevdi.
Bir tek kişi değişen yüzündeki hüznü sevdi.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta