Aşkın ateşiyle kavrulan ağaç
Gider bir gönülde söner mi dersin
Bir gülüş olmaz mı derdime ilaç
Solumda acılar diner mi dersin
Yakın sevilmez mi uzaktan önce
Erlik meydanında iriliyordum
Belki ölüp ölüp diriliyordum
Umut trenine tam biniyordum
Aşkına yandığım indirdi beni.
Beni yordu çekilmiyordu nazı
Aşkın gözü körümüş
Kime çarpsa ölürmüş
Bu tâlihsiz başıma
Gelmiş çorap örürmüş.
Aşkın gözü kör derler
Bahârın eylesin zârımı bir yaz
Dillerin söylesin kârımı bir yaz
Biriyle neylersin cârını bir yaz
Aşkın kanunları beş değilmiydi.
Muhabbet itimat iki değilmi
Deli gönül olmasaydı,
Ömür ne işe yarardı.
Gönül beni sarmasaydı
Gönül ne işe yarardı
Aklın yolu bir efendim,
Kendimce yaşarım aşkı severim,
Ekmeği bölmeyi aşı severim.
Amân diyenlere kalkmıyor elim
Sîneme yaslanan başı severim
Pervane dönerim olmuşsun yatır
Gülüşüm tutsaktır acılarıma
Gözlerimden buram buram aşk akar
Varlığın devadır sancılarıma
Nefesin acılı ama aşk kokar.
Erkek bedenimle kadınca ağlar
Huma kuşu oldum mâvi göklerde
Kanat vurdum yuvalandım dallarda
Analandım babalandım yerlerde
Sürüm sürüm sürüklendim yollarda
Güzel gördüm yüreğimde sakladım
Âlemi satarım binlerce hiçe
Ervâhı ezelden rûhiyât nice
Zindanlarım kararmış içten içe
Beklenir misâfir ziyâretime
Sükkeri kaymağı ağyâra sunup
Vatana sevdalı ölümle sözlü
Bizim evladımız aslan yiğitler
Allah'a yeminli bakın nur yüzlü
Toprağın göğsüne yaslan yiğitler
Beş ocağa daha ateşler düştü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!