Güneş yükselmeden kuşluk vaktine
Geleceksen bana sessizcene gel
Yağmurdan üşürüm kardan donarım
Yazbahar ayında ıssızcana gel.
Zamansız eskimiş çağlar olmasın
Kim derdi ki bizim izdivâç bitmiş
Sebep arıyormuş bir hata yetmiş
Merhamet duygusu körelmiş gitmiş
Vicdânına benzer yıldız geceler.
Takılma demiştim böyle bunlara
Taşı toprağıda elbette altın
Kimseyi dışlayıp atmaz İstanbul
Var ise ekmeğin araban katın
İnsan gibi adam satmaz İstanbul.
Bakmazki insanın etiketine
İstanbul kokuyorsun! yüreğim
Çok kere sevdâ,az kere gûrbet.
Var sana benim mecbûriyetim
Eğildi boynum ederken hürmet.
Kadıköy bekler boğaya inat
Dünyanın merkezinde
Gözü var herkesin de
Biz varız arkasında
Can kurban İstanbul'a
Ayları yılı sayıver
İşte gidiyorum meçhûle doğru
Ya yol bende biter yada ben yolda,.
Dönüşünü bilmez bu Efiloğlu
Bu aşk burda biter yada sen yolda.
Sanıyordum mâlik benim, liderim,
Dağların sümbülüyüm
Bağların bülbülüyüm
Cânânımın gülüyüm
Koklayan kul istemem
Tâhtıma kul istemem
Bu bayram huzurum tatile çıktı
Bir daha uğramam ona zor demiş
Adım mazlum iken katile çıktı
Meramını bile dinlemem demiş
Bu aşk yüreğimin nasırı olur
Nasıl anlatayım kelime yetmez
Dünyâ dediğiniz hiç mutlu etmez
Ölse bile yine beni terketmez
İşte o gördüğün benim sevdiğim
Bâzen ceylan gibi sekerek gezer
İnsan bir hamaldır yük vurulur da
Bazısı ezilir küçük olur da
Devlerin aşkları büyük olur da
Taşımak mâhâret ister azîzim.
Bir aşkın elinde olursun köle




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!