Bazen insan, hiç sevmediği şeyleri yapmalı. Büyük bir acısı varsa mutlaka en iyi gelen şeydir bu.
Hiç sevmediğimiz insanları selamlamalı, hatta onlarla oturup yemek yemeli, çok sevdiği bir adamla gittiği o çok sevdiği mekana bir başka biriyle gitmeli, en iyi gelen dostlarından biriyle o hiç sevmediği içkiyi içmeli... Viski yakar çünkü insanın içini. Bu yüzden içmeli belki de. Hiç sevmese de seviyormuş gibi yaparak....
***
Oysa "V" harfi ile başlayan şeyleri sevmem ben. Sen gittiğinden beri sevmediğim ne varsa yapıyorum, rakıyı bile süremedim dilime, sırf sen kokmasın diye ağzım. Üzerine tekila mı asla... Henüz limon dahi almadım eve ve tuzlukları kırıp parçalarını pencereden fırlattım.
Şimdi vakit hangi saat bilmiyorum. Önemli de değil. Artık daha programsız yaşıyorum. Her zaman gittiğim o bardayım. Bu kez kendi masamda değilim yan tarafındaki yani seninle en son oturduğumuz masanın bir yanı. Ahmet abi yine o rack şarkılarından en iyilerini söylüyor. Bu sırada bir adam sahneye çıktı,sevgilisinin doğum günüymüş. Onu çok sevdiğini ve ömrünün sonuna kadar sevmek istediğini anlattı herkese... Sanki bizim de umurumuzdaymış gibi. Ama bu yetmezmiş gibi birde üzerine evlenme teklif etti. Benim canım yandı. O kadınınsa yüreği kelebek olup uçtu. Benim içim çürük elma kokusu, onun yüreği mutlu son....
Güneşler doğacak yalnızlığımdan
sana bir ışık getireceğim
Büyük aydınlığımdan
Sana bir dolu umut getireceğim