“Sessiz Bilgi”
Aklım susar bazen, susmak zorunda,
Çünkü kelime yetmez içimdeki yangına.
Sezgi, bir yıldız gibi düşer boşluğa,
Hiçbir denklem açıklayamaz doğduğum anı.
Mantık der ki: “Kanıt yoksa, inanç da yok,”
Ama ben hissettim yokluğun tam ortasında tok.
Bir bakış, bir koku, bir rüya, bir çöküş,
Bilimin saymadığı yerde başladı dönüş.
Sezgi, ilktedir; düşünce onu izler,
O olmadan ne kalp çarpar, ne zihin izler.
Ama hor görülür hep, “doğrulanamaz” diye,
Oysa gerçek, çoğu zaman başlar bilinemeyende.
Akıl bilinen ve bilinmeyene bakar Sezgi ise bilinemezi görür.
Harcanır sezgi, çünkü sessizdir sesi,
Ona kulak vermez bu çağın gürültüsü, hevesi.
Korkarız bilinmeyenden, tutarız aklımızın elinden,
Ve bırakırız sezgiyi, çocukluğumuzun derininden.
Peki ya sezgi olmasa?
Kutsal bir anı, bir iç çekiş, bir ilk adım…
Kim gösterirdi bize aşkı, sanatı, şiiri?
Kim dokunurdu içimizdeki isimsiz deliliği?
Sezgi varlığa açılan ilk penceredir,
Akıl onu ölçer, biçer, ama o öncedir.
İşte bu yüzden,
Sezgi harcanır,
Ama yoksa
İnsan da eksiktir.
Kayıt Tarihi : 9.5.2025 10:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2025 parkta ruhuma teslim olduğum bir an😍
ve okuyucusunu yormayan oldukca etkileyici bir paylaşımdı
yüreğinize sağlık
TÜM YORUMLAR (1)