seni asla lekeleyemem,çünkü
en derinimdesin
buluşmak için çırpındığım o ta içimde.
seni asla lekeleyemem,çünkü
günlük,basit,sıradan hayatımda yoksun
yasakların geri çekildiği,
korkunun sustuğu
Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.
Devamını Oku
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.
GÜNÜN ŞİİRİ BU MU?
Hayallerini yak,odani isit' tadinda son satirlar:'O saf anlarda beliriyor kalbin,kalbime'
Şiirde elle tutulur bir somutluk arayanları anlamayışım benim problemim olabilir ama Sayın Nur Er sırf birşey yazmış olmak için mi eleştiri yazıyor diye de merak ediyorum..
Zirvedekiler_
Dağılmaz sis oldu çöktü dertler zirveme
İç içe girmiş kördüğüm sanki çözülmez
Saçlarıma yağan karı hiçbir mevsim eritmez
Dört mevsimde kış başımdan gitmez
.........../
Kökünden söküldü ağaçlarım
Filiz vermez kör kütükler
Kuş konmaz kervan geçmez haldeyim
........./
Gün yüzü görmez taşlarım
Yosunlu/her tarafı buz
Uzaktan heybetimi gören heveslenir
Ne toprağım toprak nede taşım taş
......../
Odunum yanmaz otumyenmez
Zehir fışkırır su yerine kaynaklarım
Damlasını içen iflah olmaz
Kan kırmızı tuzlu akar nehirlerim
......./
Yüreğimi çıkardım zirveye
Ölenlere mezar yaptım bağrımda
İsimsiz garip mezarları
Künyeleri bende saklı
Mezar taşları ciğerime saplı
Ölüm tarihleri hala yazılmadı
Yazılmayacakta
Tek bir fatiha istedikleri
................................................
................................................
Şimdi meydanlarda geziyor onun bunun uşakları.......
Arap Kurt
bu gün yazdım günün şiiri ilan ediyorum şiirimi
arkadaşların dikkatine:yorum yazmayınız her gün bir şirinizi ekleyiniz.
günün şiiri sizinki olsun işte size çözüm............
boş yere kafa yormaya değmez..........
şairlerin sesinin kısıldığı devirlerde eline kalem alan şiir yazar..
İyi şiir arayışı..!!!
Saygılarımla.
Günümüzde bazı insanların sanatı kullanarak, şair olmadıkları halde kendilerini şair, sesi, yeteneği olmadığı halde şarkıcı olmaya kalkmaları, çok geçmeden de kendi kendilerine ‘sanatçı’ demeleri yağdanlık bazı magazin programlarında öyle anılmak istemelerini bilmeyenimiz yoktur. Ticaretle uğraşan esnafın onun emeğine hizmetine saygı duyarak söylemeliyim ki, sanatsal faaliyet adı altında gösterilen ‘sanat esnaflığı’ günümüzde bir hayli arttı. Edebiyatı, sanatı kullanarak entelektüel geçinen ansiklopedi kafalı birtakım kişilerin meydanlarda kaka-kiki muhabbetleri maalesef sanattan konuşma oldu. Arada bir de müzik eşliğinde şiir de patlattın mı iş tamam. Zaten bir şeyleri kullanarak bir yerlere gelmek adeta moda ne zamandır. Sanatçılık, oyunculuk bir çeşit babadan anadan çocuklara geçer oldu. Diğer ülkelerde de bir sanatçı anne ya da babanın çocuklarının müzisyen ya da oyuncu oldukları görülür. Başarılı olanlarda vardır bunlar arasında. Olamayanlar, tutunamayanlar elenirler. Onlar da başka işler yaparlar. Ama ülkemizde sanatsal başarıya, yeteneğe bakılmaz. Bu tür ünlü kişilerin özel hayatları sanat yaşamlarına(!)dâhil edilircesine anlatılır. Gündem de kalırlar. Aradan bir on yıl geçti mi, tanınmış olmaktan başka hiçbir yeteneği olmayan bu insanların, ortaya bir eser, oyunculuk adına hiçbir şey koyamadıkları halde adları ‘Büyük Sanatçı’ olarak anılması bir kader midir, yoksa bu ülkenin acı gerçeklerinden birimidir!
Çok sık duyduğum sevemediğim bir söz var: ‘Halk böyle istiyor.’ ya da ‘ Halk eğlenmek istiyor.’
Halk siz böyle istediğiniz için ortaya koyduklarınıza mecbur kalıyor. Halk eğlenceyi seviyor elbette, ama şaklabanlık, sululuk, mizahi düzeysizlik ne zamandan beri eğlence oldu?
‘Dizi çekimleri bütün günümü alıyor, çok yorucu.’
‘Bir yıl boyunca stüdyoda canım çıktı bu cd çıkana kadar.’
‘Herkes bu filmi seyretsin, yoksa karışmam haaaa..’
Sabahın altısında kalkıp, günde on iki on üç saat ırgat gibi çalıştınız mı siz hiç!
Ülke nüfusumuzun çoğunluğu böyle çalışıyor. İşsizlerin ruhsal sorunlarını düşünemiyorum bile. Bu adam ya kadın kitap okuyamaz. Üzerinde oynanmış düz yazıyı şiir sanır. Hele bir de kafiyeliyse. Uzun metinler okumaktan sıkılır. Kaliteli müzikten habersizdir. Tiyatroya gidemediği için has oyuncuyu ayırt edemez. Tatile çıkamaz.
Tek yapabildiği tv karşısına geçip, sizlerin renkli sandığı sabun köpüğü özel hayatlarınıza gıptayla bakar. Şarkılarınızı bütün dünyanın sevdiğini sanır. Dizilerinizin bütün dünyada izlendiğini düşünür. İnce espriler, zekice yapılmış eleştiriler yerine şaklabanlığı, sululuğu komedi sanır.
Oysa her biriniz söylediğiniz şarkılardan bambaşka hayatlar yaşarsınız. Kendinizin içine sindiremediği şarkıları onlara söyler, dizilerde oynadığınız rolleri, sadece setlerde yaşanır sanırsınız.
Onların sırtından milyarlar kazanırken, onları ciddiye bile almazsınız.
Sizlerin yaptıklarınızı eleştirenlere narsis bir kırılganlık gösterirsiniz.
Halen yaşamakta olan, hayatları boyunca bilimle uğraşmış, sanata kendilerini adamış, hayata, insana dair fikirleri, eserleri olan insanları pek azımız tanırken, ortalıkta sanatçı geçinen şahısların tüm sülalelerini tanıyor, biliyoruz.
Gerekli olanla az gerekliyi buyurun siz seçin lütfen…
Cezmi ERSÖZ'ün Günün Şiirine değer bulunan metninin yazınsal anlamda bence hiç bir değeri yok. Bu ne bir edebiyat ürünü, ne de bir ŞİİR... Olsa olsa yazarının özel, duygusal metni. Duyguyu ya da yazan kişinin özelini değerlendirmek bilimsel ve nesnel olarak doğru olmaz. Ancak, bu duygu ya da özel şey önümüze ŞİİR diye ve hatta GÜNÜN ŞİİRİ diye konulunca değerlendirme ve üzerinde konuşma hakkımız doğar. İşte bu haktan yola çıkarak rahatlıkla bu metin sanat anlamında bir HİÇtir. Üzerinde konuşmaya ve değerlendirme yapmaya dahi değmez bir metindir. ŞİİR değildir. Edebiyat ve sanat ürünü değildir. Günün Şiiri bölümünde artık şiir görmek istiyoruz. Günün Şiiri bölümünde artık 2005 yılının aynı gününün metinlerini okumak istemiyoruz. Esenlik dileklerimle...
Şiir ister pek çok emek...Bunlar yoz şiire örnek...Basit,sıradan,duygusuz ;Kırpılmış düzyazı demek...///Has şiir soylu kalmalı...Okuyanlar haz almalı...Mânevi değer bulmalı...Bunda,bir kasıt olmalı;Şiirden nefret ettirmek...
Şunu öğrendim.Zamanla her şey sıkıyor.İşte o zaman anladım aşkın ne olduğunu.Antolojiyi bunca küfre rağmen, bunca monotonluğa rağmen hatta kahvehaneye dönmesine rağmen seviyorum.
Bu şiir ile ilgili 60 tane yorum bulunmakta