Ah Assos ah! ....
Savcının koynunda bir dosya
Davalı hep sen...
Hakimim hükmüne mühür arıyor
Mührü hep ben....
Midilliden pembe bir yel esiyor
Beni sana terk ettiğim yerde
Oyundan yorgun düşmüş
Dingin saf çocuk uykularım kaldı
Beni sana terk ettiğim yerde
Binbir masal düşlerle dolu
Rengarenk çocuk rüyalarım kaldı
Uyku zamanı ölmek
Acı çekmeden ve habersiz
Şu sonsuzluğun içinde
Son noktayı koymak
Kedersiz
Gördüğüm günlerden
Sevdiğim düşlerden
Andığım dünlerden
Daha fazlasın
Ve sen
Hiç bilmesen de
Hadi döşen bakalım
Döşemesi kırık basamaklarda evliya adımlarını
Hadi kuşan adamım
Kuşağı sıkı kumaşlarla belini kırdığın endamını
Hiç kimse sana
Neden böyle tek başına dolaştığını sormaz artık
Tükettiğim bedenim
Terk ettiğim ruhum
Canlı bir robota dönüşmek değil sorun
Cansız bir robota ruh giydirmek hiç değil umurum
İkisi de ben ikisi de ben değil bir uçurum
Adını söyleme bana
Seviyorum! Diye bağırmak
Derinliği duygularımız yarlarda
Tüm benliğinle bak
Ufkumuz, geçmişle geleceğin arasında
Vücudun dikilir
Dondurulmuş aşklara ihtiyacım var
Akışkan ilişkiler yorar beni
Söndürülmüş ateşlere ihtirasım var
İçimde ince bir ateşin saman yeli
Kokusu fikrime dadandı
Derimde baş olunmaz yanık teni
Sen yağmur olup aktın yüreğimden
Sızdın ellerimden
Süzdün ömrümü, tüketti
Sen yağmur olup aktın gözbebeğimden
Sızdın dillerimden
En sevdiğim aşk şarkısı
Hep söylenmiş
En sevdiğim kırmızı gülüm
Hep solmuş olandır
En büyük aşk hikayem
Dolmuş kuyruğunda



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!