‘’Mutluluk’’, sevgili kızım,
Belki denizlerden hafif bir meltemle gelen
Biraz iyot kokusu, biraz tuz,
Belki de bir cehennem yangınındaki yürekleri
Kucağında serinleten şu temmuz,
Sevda sularında çekilen kürekleri
Hicran gecelerinin,
Hüzne dalmış lacivert uykularında,
Rüyalarımda al ipekten elbiseler giyen,
O fettan dilber
Sen miydin? ..
Vatan için savaşanlar pek çok merhaleden geçtiler
Bazıları nutuk söylerken sırça köşkler önünde
Kimileri cephelerde can hazinesinden geçtiler.
Emsalleri dolanırken cafeleri, barları
Onları karşıladı bir karanlık gecede
Kanımı donduran soğuk renklerin
Kayıtsız şartsız egemenliğinde
Ölüm kokusu sinmiş duvarları
Ve sımsıcak yaşama umutlarının
Acılar ve iniltilerle
Koyun koyuna yatırıldığı
Bir yaz gecesi mestliğinde gönlüm
Sonsuz sevdalara daldığım
Gözlerinde yıldız yağmurları
Ve yakamozlara kesilmiş deniz...
Deniz mi göklerin içinde
SÖYLEME KİMSEYE
Bir aşk masalıydı bizimki
Sessiz, sedasız bitti…
Vuslat umutlarını içimde
Hüzünler eritti…
Seninle yaşadım sensizliği ben,
İlginde gördüm ilgisizliği ben.
Tam beni sevdiğini düşünürken,
Sevginde buldum sevgisizliği ben.
Sen gittin diye,
Hüzünlenir,
Siyahlar giyinir gecelerim...
Çapkın güneş,
Alelacele doğar
Mülteci sabahlarıma,
Gözleri zümrüt yeşili, saçları başak sarısıydı,
İncecik uzun boylu, teni sütten arıydı...
Diye başladı anlatmaya annem,
Aymazlar Köyünün en güzel kızı
Sarı Ayşenin akla zarar hikâyesini...
Kara gözlerin,dipsiz kuyusu,
İnadına bir sevdanın...
Kara kaşların,elleriyle çizdiği
Bir hilalin kavsi
Kudret ressamının...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!