Bir kuşun kanadında taşıdığı gökyüzü,
Camlara hapsolmuş beton kafeslerde solarken,
Yalnızlığın düğmeleri ilikleniyor kalabalıkların ceketinde,
Kimse duymaz fısıltılarını,
Eee ne olacak şimdi
Ne bileyim ne bileyim
Telefon ışıklarıyla beslenen gözbebekleri,
Gerçeği süzebilir mi bu dijital pusda?
Aynalar "mutlu" yalanını söylüyor her sabah,
Makyajsız ruhlar ağlıyor banyo seramiklerinde,
Eee ne olacak şimdi
Ne bileyim ne bileyim
Rüzgâr bile kirli nefesini savuruyor caddelere,
Çocukların oyun alanına zehir yağıyor,
İnsan kalmanın vergisi mi bu;
Yorgun beyinler, kredili hayatlar, ödenmemiş hüzün faturaları?
Eee ne olacak şimdi
Ne bileyim ne bileyim
Aşkın haritası kayboldu navigasyonlarda,
Kalpler "sonraki adım" diyor dokunmadan,
Sanal sarhoşluklar gerçek yalnızlıkları beslerken,
Kim sarar içimizdeki çatlakları?
Eee ne olacak şimdi
Ne bileyim ne bileyim
Dünya dönüyor ama biz yerimizde sayıyoruz,
Zamanın çarkı öğütüyor taze umutları,
Çay demi kaçmış demliklerde, sohbetler suskun,
Eller titremeden nasıl tutuşur sevgi?
Eee ne olacak şimdi
Ne bileyim ne bileyim
Belki de cevap,
Yağmura muhtaç bir çiçeğin toprağı kucaklayışında saklı;
Yürek yangınlarını söndürecek ilk damla senin avuçlarından düşecekse eğer,
Yıkılan her duvarda yeni bir pencere açılır diyorsan, korkunun zincirlerini kırmak için,
O zaman "bilmiyorum"un karanlığı, "şimdi"nin ışığıyla erir
Ve sonsuz bir sabaha dönüşür...
Eee ne olacak şimdi
Ne bileyim ne bileyim
Kayıt Tarihi : 28.5.2025 14:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!