Milyonlar hanesinde istifçiler, vurguncular
Yüz binler hanesinde sahtekârlar yalancılar
On binler hanesinde yağcılar, sabuncular
Binler hanesinde hancılar, hamamcılar
Yüzler hanesinde semerciler, palancılar
Onlar hanesinde köylümüz efendimiz
'Bizi atamazsınız,
bu bizim işimiz.' dedik.
Dinlemediler.
Bir yıl sonra siz de ayrılacaksınız,
O anlaşmayı imzaladınız da ne oldu?
Bir yıl sonra
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Çarpıklıklar
Dolu geçti otobüs,
Yolcular durakta kaldı.
Ne diye tatil oldu?
Çocuklar sokakta kaldı.
Yalan,
Tohumdur.
Bire kırk verir.
Verdiği kırkın her biri
bir tohumdur ki
o da bire kırk verir.
Beni çağırmadınız, kalkıp ben kendim geldim.
Uzaklardan size bir haber getirdim geldim.
Bıraktıklarınızdan, unuttuklarınızdan,
Sımsıcak-anılası günler getirdim geldim.
Pencereden ışık düştü de toprağa
Bir bağlama tınısı yükseldi derinden
Kuşlar havalandı o sabah Ege'den
Islak saçlarında bir dizi hatıra
Dizlerin vuruyor ya toprağa
HASRET
Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasında suların:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!