Yuvası yıkık, kanadı kırık,
Suratı asık, dingili çıkık,
Bakışı alık, pergeli çarpık
İnsanları hep kullanıyorlar...
Çıkara koşan, parayla coşan,
Ya bir nokta ya da üç nokta vardır
Cümlenin sonunda, bu bir kuraldır.
İki nokta ise salt uydurmadır;
Bu böyle biline! Nasıl istersen!
Yazıyı, şiiri düzgün okutan
Ulusça duygulu, pak yürekliyiz;
Aç, susuz, açıkta hiç terk etmeyiz.
İyi niyetliyiz, yardımseveriz;
Pek konukseveriz, ‘Hoş geldin! ’ deriz.
Hainlik beklemez, işkillenmeyiz;
Önce kendini eğit ki eğitebilesin,
Mutlak çok iyi öğren ki öğretebilesin…
Sevilebilmek için sevmesini bilesin;
Sayılabilmek için saymasını bilesin...
Hem kötüye bir destek, hem de iyiye köstek
Elinde telefon, ağzında sakız
Yürürken konuşur çağdaş oğlan, kız!
Arada durarak etrafı kollar;
Az ilgi çektiyse, tükenmez yollar…
Meğer konuşmaya pek hasretmişiz!
Kıskanma eşini, çocuklarını;
Var nice bekârlar, çok da onurlu…
Çoğu evlilerden daha gururlu;
Kör olsun gözleri kısır döngünün…
Güreşme gölgenle, sıkma canını;
Koltuk, makam, mevki hepsi geçici
Millet bundan böyle mutlak seçici.
Her şey vatan için, canımız feda
Ulusu, devleti korusun Hüda!
Tek adam, tek madam mazide kaldı
Gözümüz yok hiç kimsenin ırmağında, toprağında;
Sözümüz yok hiç kimseye yeter ki rahat durula...
Ay yıldızlı bayrağımız dalgalansın gönderinde,
Minareden ezan sesi eksilmesin ülkemizde...
Harsımızla, marşımızla görkemli tarihimizle
Şiiri, yazıyı yazarız ancak
Yorumu kendimiz yapmamalıyız.
Bu ne etik, ne de ahlâki olur;
Okuyan isterse yorum da yapar.
Her kim, her ne isek önemli değil
Kazanla pişirir, pek çalım satar;
Pişmişe su katar, kaşıkla verir.
Çömçeyle alırken kaşını çatar;
Ana da, baba da değildir, bilir.
İlgiye, sevgiye muhtaç yürekler;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!