Denizleri kurur mu hiç çemberinde
Uykusunu yazan bir kadının?
Toprağı hür,
Göklerin yıldızı,
Okyanuslara dolu bir şiir.
On
Evimin gizli mabedinden,
Asra bedel olan kıyısından,
Köşesinden, şahin bakışının
inceliğinden,
Sesinin suskunluğundan,
Aşağılık,
bir kadının susmasından doğar.
Yahut bir erkeğin susarak hükmetmesinden.
Kimi zaman yatakta,
kimi zaman sofrada,
ama hep içeride —
fazla sevinmiyorum
sevinç deriden içeri girmiyor
günler yavaş yavaş eksiliyor
her biri bir ayin gibi
unutulmuş bir sözün altına gömülüyor
Unuttuğum ikiler
Dün bir, bugün iki
İkidir iki —
İki kere iki
On iki, yirmi iki
Kıyametin habercisi suskunluğun,
içimde patlamaya hazır bir sen
bir büyük yemin,
henüz öncesini doldurmamış bir fırtına.
hangi cehalet ki
korkuyu bilemez,
hangi pişmanlık ki
kendini kutsal sanır?
İçimde bir çocuk var hâlâ,
büyümeyi reddetmiş,
konuşmaya başladığı günden beri susmayan…
Ben her sustuğumda, o daha çok bağırıyor.
Bazen bir kahkaha gibi çınlıyor sesi,
Aşkı ilk kim tattıysa,
ona derin bir felaket bırakıyorum.
Çünkü bilirim,
bir şey ne kadar güzelse
o kadar yakıcıdır sonu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!