Sapkinlastikca Insansizlasan Yapay Zeka ...

Seyfi Karaca
5284

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Sapkinlastikca Insansizlasan Yapay Zeka Düskünlügü

Fotoğrafların alt yazısına hep varılmayacak olan birşeylere yetişmek, daha ihtişamlı cafcaflı alımlı ışıltılı şatafatlı güç ve gösterişli olanın en büyüğüne sahip olmak veya kayıpsız ziyansız sürekli en birinci rakipsizliği başarmak , herkesten önce gelmek, en üste çıkmak, daima fire vermeden başarmak ve ebediyyen başarmak hırsıyla kendi kendini helak edercesine ele aleme ISPATLAMANIN kıran kırana ve kıyasıya yarışını üzen yoran boğuşmalara kulluk kölelik eden ÇUKURA DÜŞTÜKÇE sapkınlaştığı önü alınmaz değer ve denge yitimlerinin bedel karşılığı oranında hiç ihtiyat etkinliği olmayan sürükleniş çöküş alçalma düşüş ve savruluşlar kıskacında küçük büyük her türlü çıkar menfaat imtiyaz ve fırsatçılık uğruna AHLAKINI haysiyetini özünü vicdanını onurunu düşüncesini aklını fikrini mantığını sorumluluğunu liyakatini sorumluluk bilincini paylaşma sevincini aidiyet kimliğini ve UTANMA duygusunu yitirdi ve kaybetti insanlık.
İlgisiz kayıtsız ve alakasızlığın hayatı ören kuran donatan sorgulayan denetleyen ve yaşatan bağ, bağlantı ve bağışıklığından koparılarak kolayca MANUPULE edilebilen kokuşmuş çürümüşlüklerin sorumsuzluğunu soygununu vurgununu gericiliğini hırsızlığını haramiliğini baskısını dolandırıcılığını talanını Bop merkez kaçlı Pekaka Mehepe Akepe Hedepe Eski Hüdapar yahut Yeni Cehepe ittifaklı Açılım Süreçleri, Narin Güllü Cinayet sapkınlıkları, magazin furyası, dizi gözdesi spiker yahut fenomen sosyete uyuşturucu alemciliği, spor eğitim sağlık yarış bahis hile diploma dalavere dümen kadrolu ekipmanlı çeteleşmeleri gibi nicel yapay benzer soyut gündemlerle güdümlü kalabalıklara korku kötülük endişe kirlenme şiddet sefalet dert ihmal pahalılık kaygı geçimsizlik keder sorun mutsuzluk işsizlik gelir dağılımı eşitsizliği hukuksuzluk adaletsizlik güvensizlik cehalet istikrarsızlık kayıtsızlık ve ilkellik silsilesiyle somut sosyal kanalları tıkanmış çöküş ve kokuşmuşluğu oyalayıp çaresiz beklentilere yutturup yediren sindiren ve sindirten sosyal bozgunun toplumsal ortak yaşam bağışıklığı vazgeçilmezleri bağlamında en temel değer doku ve yapı taşlarının işlevsiz kılındığı her yerden fışkırıp patlaması tesadüfi olmadığı gibi, her saniyesi daha da beter azgınlaşıp kuduran gündelik zorba çapulculuğu ve rutin çöplüğüdür artık.

Solunum sindirim kan sinir kas doku iskelet DNA ve BAĞIŞIKLIK sistemleriyle proteinler alyuvarlar akkorlar nöronlar gibi insanlığın oluşumunu bedenini aklını bilincini dengesini hissini duygusunu duyumunu duyarlılığını fikrini düşüncesini davranışını kendine özgün kişiliğini ve hiç kimseye benzemeyen saygın karakterini bütün canlı diri inanılır güvenilir doğal gerçeklikte sağlayıp koruyan kollayan besleyen büyüten geliştiren sosyalleştiren yaşadığı evrenle çağdaş sağlıklı duyarlı bilgili iletişim kurdurduracak liyakatliliğin yeteneklerini donatarak hayatta tutan ve yaşatan en temel yapı taşlarının çürümesi kokuşması ve yıkıma uğraması halinde insanı tanımlayıp tarif eden donanımlılığın anlamı yiter, organlar arasındaki işler çalışır her şey birbirinden kopar, her tarafından ağrı sancı ve arıza bildiren ve canlılığını kaybeden sistemler birbirine karışır bedeni bünyesi bozulur kendini ölüme terkeden varlık yoksunu kütle korkunç bir kokuşmuş yıpranmış eskimiş çürümüşlüğün dönüm dolaşımında elektronik bağırtıların siren ve sinyal yayan dijitalleşme ağlarında artık insan denen kendinden bıkmış bezmiş yılmış ve maskeleştiği katalog markalaşmasıyla soygun sömürü mülkü olarak mafyaların çetelerin bankaların holdinglerin tarikatların reklamcıların dizicilerin pazarlamacıların mütahitlerin kumpasçıların dalkavukların hurafecilerin tefecilerin magazincilerin bankaların resmi evraklı sivil toplumcuların medyaların siyasi gammazlık ve hamaset istismarcılarının kullanım raf ömrünü tayin tesis ve terbiye ettiği SOSYAL MORG’ da tedavülden kalkmış ezelki esamesine erişilip ulaşılması asla mümkün değildir artık.

Bu yüzden de toplumun somut ölçekli dert bela kaygı endişe beklenti umut acı keder ve sorunlarla yığılmış birikmiş can damarına giden bütün yolsuzlukları sahtekarlıkların dümenlerin çelişkilerin yalanların hilelerin gerilimlerin çatesizliklerin sürüncemelerin çarpıklıkların çatlaklıkların zaafiyetlerin oyunların sefaletlerin talanların yağmaların fırıldaklıkların istismarların ve takanaklarını koordinatlarını ve sinyal sistemlerini her şekil MAKYAVELLİCİLİKLE çok iyi bilenler, elde ettikleri güç ve gösteriş zehirlenmesiyle hayattan uzaklaştıkları toplum insan çevre doğa ve dünya gerçekliğinden hiç bir konu başlığında akıl sır vicdan emek sorumluluk bilgi saygı sevgiye dayalı kişiliklililiğin onur ve itibarında varlık gösteremeyerek kendi başlarına buyruk haksız hukuksuzluğun mimarı oldukları ve işledikleri her suç cürüm sabıka ve keyfiyet ortaklığını yasal doğal mübah doğru dürüst kutlu ve yüceltilmiş değerden sayarak içeriği ters yüz edilen insanlık ve değerler sapmasından GURUR duyarlar.

Bu toplu erozyonun ve köklü yıkımın netice veren sonucundaysa kendine değerlerine dünyaya ve insana yozlaşıp yabancılaşan her yapa yalnızlık; algısı ilgisi işlevi aklı fikri iradesi yetkisi sanatı onuru vicdanı hukuku anlayışı ahlakı anlamıyla önemini içeriğini yitirmiş kişiliksiz karaktersizliğin bütün YAPAY ZEKA ÇAĞI kir zorbalık zehir kötülük toksinlerini ve hastalıklarını insanlığı bitmiş sonlanmış toplu intihar cesedinde sürükleyip taşıyan çorak kurak ve çarpık yağma yıkım piyasasının esaret hükmüne tutsaklaşarak makinalardan ( yapay zeka robotlarından ) medet ummaya , sevgi saygı beklemeye akıl yol sormaya, duydu düşünce danışmaya, yalnızlık kimsesizlik gidermeye sosyal ilişki ve iletişim çevresi edinmeye muhtaç maruz ve mahrumluğu debelenip çırpınmaktadırlar.

“ Dağlar görünür gemiler dolusu dalgalar gelir gider sonbahar toplanır eylül kasım bile sise dumana karılır, kumdan kalelerini söker alır senden” gibileri soluksuz aralıksız durarak dinlenerek.. İsviçre’ nin ayaz kıran insana sonsuz ilişkisiz mesafeler koyan BANKA ve BORSA dolaşım tabiatlı buz dolabında..hiç bir şey ışıltılı saydamlıkta göründüğü gibi kartpostallık vitrin ve galerisi değildir. Sanırım kıskaçtaki yanılsamalar modeline takılı insan burasını tanıyıp anlayıp kavradığında ona dümdüz gibi gelen dünya ile bitlikte sokak direklerindeki lambalar ve hatasız pürüzsüzmüş gibi şipşirin zannettiği katalogdan insan ve insan hayatı siparişine esir aldanışlarını yalancı çıkaran aynalardan yüzleşebildiği kadarıyla düştüğü tezgahta kendini çer çöp edecektir.
Hani, bu amansız azgın ve sapkın girdapta geçsen gitsen gitsen nereye…? Gittiğin her milimetre karelik yere kendini götürmedikten sonra her yabancıdan sana bulaşmış yapışmış ve örülmüş iskelet gibisindir . Her gittiğin yere de kendini en son sende tutsak kelepçeli sızan sinen ve kullanmadan erteye yahut artığa kalanlarını götürdüğüne göre, seni taşıdığın her yerde ardında bıraktığını sandığın kaçışın aynısıyla benzerini bulacak ve buluşacaksın. Çünkü yaşam kavgasına bina olmuş insan dünya toplum ve hayat dediğin nesne iyisiyle kötüsüyle yeryüzü hikayesinin eldesi ve paydasında insanın da var olduğu sosyo ekonomik ortak bileşeni ve bölüşeninlerdendir. İnsan dışında insanlık ve dünya haricinde eşsiz pürüssüz ve kusursuz dünya aramaksa her yanılan kişinin ağır isli sisli küflü komalık şarkılara sakat kalacağı züğürt tesellisinden başka bir şey değildir. Kimse bunda kendi acımasız gerçekliğini duyduk duymadık demesin sakın olur mu huuuu..!

Nice ki, hiç bir yerde dur durası olmayanların yaşadığı dünyayı bütün değer doku içerik anlam ve yapısıyla anlamakta algılamakta özümsemekte tanımlamakta farketmekte bilmekte farkında olmakta ve kendi insan değerliliğiyle içselleştirmekte yetişkinliği yeterliliği olmayan her yeri gezip hiç bir yerde olmamaya veya herkese benzeyip karışıp bulaştığı her dikişten sökülmüş bir yamalık bürünmenin hiç kimsesi olmamaya; ve kovulmuş bıkkın sanal soyut kaçak kimliksiz köhne ve söz n göründüğü yere en sonuncu tabutunu bırakarak sürekli tükenişin bir sonraki görsel çeşitliliğine zıplamak uğruna nefes tüketip hiç bir yerde aitliliği olmayan herkesten önce herkese erişilmezliğin nicel farkını soyut tarzını sanal maskesini sergileyip sunmaya yetişip kapışmanın kıran kırana herkesin kendisini yabancılaştığı hızlı tüketim yalnızlıklarına oltalım yem kullanışlı denek ve kurban ettiği her yoku mübah bilerek hırsta kibirde ve gösterişte yarışan çırpınışlarıyla çepe çevre tutsaklaşmış morgda nice ki, bu saplantının sonu yok ki , ülke bazına sirayet eden dünya ölçekli milyarlarcasının kat be katlanmış milyarlar çarpanıyla izdiham çöplüğü olduğu bu asosyal zibilliğin akıl fikir algı idrak bilinç vicdan sorumluluk ve sorgulamaktan yoksun ölü dolaşımlı akıntı kuyusundaki aidiyetsiz değersiz kimliksiz kişiliksiz gayesiz işlevsiz ve içeriksiz kör kurak ve karanlık kaçışlara akın akın yapay ilişkisizlik sapkınlık çarpıklık tektikli aceleci doyumsuz gerilimli bunalımlı kimsenin kimseye kabulünün hoşgörüsünün ve tahammülünün olmadığı kuşkuyla mesafeleştiği mal eşyalaşması kavga nizah hırs kapışması sahtelik maskeleşmesi dekor ve yapay zeka makinalaşması ve robotlaşması çağında markalaşmanın çukurunda öldürdüğü hakkı huzuru saygıyı aşkı sevgiyi insanlığı bulamadan çirkefliklerle boğuştuğu çukurda çarçabuk eskir hortlaklaşır yaşatamadığı ve yaşamadığı hayatından hiç bir şey anlamadan kendi kendini yer bitirir.

Billur pınarlara aşk ve sevgi kaynağının cümle yükünü aktaran güzelliklerde hüküm süren toplumsal değerlerin kazanımı bin yıllarla ancak sosyal ilişkileri düzenleyen yapı taşları ve hayatı omzunda taşıyan en temel unsurları olarak insanlık birikimine kazanç akarı gideri olan sağlıkta dirlikte hukukta eğitimde ve sağlamlıkta oluşup katmanlaştığı donatımlı ve birikimli örgüde herkesin kendine özgün kişiliği , hikayesi, aklı, fikri, karakteri , iradesi, özgürlüğü ve toplumsal aidiyetlilik bağlamında işlek canlı saygın etkinliği vardır. Buradan hızlı tüketim esaretinin hükmettiği cinnet çarkına bozulup yapay zeka kuklacılığını değişen herkesin kendinden uzaklaştığı tiksindiği bayat ve maskeleşmiş piyasaya uygun görmediği dönüşen makinalaşmalarda ise hiç kimsenin insan sıfatlı ve nitelikli hikayesi bile yoktur.

Zaten soysuzluğu asaletten haksız hukuksuzluğu doğru dürüstlükten yalanı talanı acımasızlığı görgüsüzlüğü puştluğu erdemlilikten sayarak yarı yarıya insansı Homo Sapien - Neandartaler ortak karışım bileşenli nufus kağıdında doğmuş gelişmiş uygarlaşmış insanlığın çoktan öldüğüne dair iz yol işaret bildirimi hukuka adalete saygınlığı güveni ve inancı kalmamışlığı yaratıp doğuran sömürenler topluluğunun siyasi manevralı döneklik kırtasiyeciliğiyse sahtekarlık müessesesidir .
Sonsuzluğu içiinde alıp götüren sıra dışı ve bütün yüzde yüzlüklerin HESAPLARININ nihayet yekununu sıfıra çıkaran HAYAT; her benim diyeni en çok da bu körü körüne kapılmışlıkta sakin dinginliği olmayan aşksız sevgisiz anlamsız ruhsuz sorumsuz ilgisiz güvensiz mutsuz maksatsız ve iletişimsiz kendini ıskalamı milyonların milyarlara kalabalıklaşan çarpanıyla tek tipleştirildiği hiçlikle takas eden sürü bağışıklığı çevrim çarkında değerden ve dengeden her türlü ahlaksızlığı adiliği sahteliği puştluğu aşağılığı soyutlaşmayı besleyip barındıran tüketim köleliği borsasına ve dalaverecilik piyasasına bağlı güce görgüsüzlüğe ilişkin başarı tezgahına kendini düşüren insanını boşa çıkarır ezer bozar çürütür bitirir ve itibardan kayıttan siler süpürür.

Oysa gerçekte sen olmadığını ablukaya alan stüdyo hayatlar kamuflajında ve sürekli değişen ve başkalaşan yabancıyı yaşamaya mahkum kıldığın kandırmacalar istismarlar yanılmalat rezillikler soytarılıklar kozasında, hep kayıtsız kalınan kokuşmuş çürümüşlüğü seyredip sindirmekle pusulası şaşan toplum düzeni ve sosyal ilişkiler ağı, zorla dayatılan kir zehir yıkım ve yağma yutkunmalarının çöken çürüyen molozuna alışıp kanıksadığı her felaketi bir sonrasıyla katlayarak ödeşmeye kendi kendini örseleyip bastırarak içine sindirdiği ve içine susup sindiği duymaz umursamaz bilmez anlamaz hissetmez sezmez tanımaz görmezden gelmelerle ve kimseye göstermek istemediği iç dünyasının ölü raporuna sosyal tabutuyla birlikte kapış kapış refakatçilik etmekten alıp kurtaramaz cesetleşmiş yaşam dolaşımını.

Seyfi Karaca…. Aralık/25

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 19.12.2025 13:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!