Sökün şafaklar sökün
Yaratıcı der ki ''kün''
Bu fırsat son fırsattır
Biraz gözyaşı dökün
Şafaklarda bütün sır
Gözüm ilişse bir veli yüzüne
Özüm bilişse marifetullahla
Mest olsam kulak verip bir sözüne
Huzura ersem âmentü billahla
Nasip olsa eşiğine yüz sürsem
Katmerleşmekte yavaş yavaş gözkapakları
Sanki kapanmak istercesine bir an önce
Bir âhenk ile kıvrılmakta ibrik buharı
Yüzünü tavana dönmüş sobanın üstünde
Sohbet koyulaşıp saatler ilerlemekte
Ey güzel mescid-i aksâ
Gönüller hep sana aksa
Özgürlük türküsü yaksa
Böyle mi olurdu hâlin
Ey güzel mescid-i aksa
Uyu miskin nefsim sen uyu
Kaynıyor cenâze suyu
Atalar doğru demişler
Can çıkmadan,çıkmaz huyu
Bak da ibret al âleme
Gece gözlü bir kız tanıdım
Zeytin gibi gözleri vardı
Sordum,söylemem dedi adım
Saçını ortadan tarardı
19.9.2006
salı
Adımlarımı yönlendirmiştim istikametine
Adamlarından korkmadan
Yolun pürüzüne aldırmadan
Ve puslu hava direncimi kıramamıştı
Çünkü papatya falından
'Beni seviyor'çıkmıştı
Has bahçem yokki
Güllerim olsun
Bir evim yokki
Kalbe neşe dolsun
Düşmanım yokki
Bunu hakettim mi sizce
Gidiverdiniz sessizce
Yetim gibi kalakaldım
Hem boynu bükük öksüzce
Anılarla avunurum
Mart kedisiyiz ikimiz
Damlara çıkmış izimiz
Heyecanla öpüşmüşüz
üstüste gelmiş dizimiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!