Sabah uyandım mı aklıma gelensin
Sen kal aklımda birce
bütün kızlar elensin
Hem peri, hem melek, hem Atinalı Helensin
İzin ver de ne olur
Zavallı gönlüm kapında aşkını dilensin
Şahlanmış, nisan yağmuruyla ıslanmış
Bir vahşi at gördüm benlik ormanımda
Yelesinden sızıyor yağmur suları
Ve harlı vücudundan damarlı ayaklarına
Akıyor inceden, inci gibi
Yankale kızları
Öldürdü bizleri
Olgun kirazları
Diriltir hazları
Yankale kızları
Akşam oldu ışıklar yandı
Yalnızım ben bu sokaklarda
Hıçkırdım; Annem beni andı
Nasibim yok konaklarda
Kayna tarhana çorbası
Dışarıda bir fırtına eser
Rüzgârla bulutlar söz keser
Yerlerden silinir iz ve eser
Ölü toprağa yağmur çiseler
Tohumlar çatlar kara toprakta
Git beni üze üze
Derimi yüze yüze
Madem terkettin beni
Uçayım füze füze
Çiğne geç eze eze
İnceden bir yağmur başlar gözlerimde
Boşa ipucu ararlar izlerimde
Rahatlığa yer yoktur hiç hislerimde
Amansız bir direnç vardır dizlerimde
Hülya ben seni elbette özlerim de
İsmini de sayıklarım düşlerimde
Sonbaharın sarı yaprakları
Adımlarımla dansta
Yalnız ve sensiz
Şehrin kaldırımları
Peşince tükettim
Sevgini bu ay
Alnımda zamanın imzası
Elimde ihtiyar asâsı
Kırık dökük sarhoş masası
Herkesin şaşmış pusulası
Demir pençeli bir canavar
Kalsa da bir lokma ekmek yalnız sana yetim
Ver o lokmayı el açtığında sana yetim...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!