-eski bir fotoğrafın aziz hatırasına-
Nedir bu mahzun duruşun böyle
Nedir çilekeş bakışlı kadın
Yorgunluk bir ömür boyu
Bir ömür boyu yoksulluk başında
Kurtulabilecek miyim?
Bu özlemlerden
Bu dağlardan,bu tepelerden
Bu hasretlerden
Sensiz saatler durdu
Zaman geçmiyor artık
Sağı solu tutmuş taş yürekliler
Dışarı çıkmaya utanıyorum
Kapıları bir bir kapatıyorum
Ağlasam yaşımı bilmem kim siler
Elleri kolları ayakları var
Hazır mısın
Geç karşıma anadan doğma
Bir zevk uğruna işlenirmiş günahlar
Ve günahsız doğar
Bütün çocuklar
Zengin caddelerde ışıltılı dükkanlar da
Pahalı elbiselersiniz sıra sıra
Nedir ki şıklığınız benim için
Yetim çocukların üzerinde
Görmedikten sonra
Kainata şekil veren mühründür
Kudretine taptık Ulu Yalnızlık
Cemalini görmek bilmem ne gündür
Suretine taptık Ulu Yalnızlık.
İmana tutulan eller senindir
-Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun ardından-
Çekildi gözleri derin uykuya,
Hiçbir akademi uyandıramaz.
Dünyanın bilgisi düştü kuyuya,
Ölümün önünde ilim duramaz.
Yılların acımasızlığı
Geleceğin anlamsızlığı
Nedir ki nefes alıp vermek
Yaşamanın tadını bilemeden.
Gitmek lazım artık gitmek
Konuşacak çok şey varda
Toparlamak zordur şimdi
O gideli gönlüm darda
Gönlüm sönmez kordur şimdi.
Dostları terk etti tek tek



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!