Ne mümkün yılları geri getirmek
Giden gelmez artık ok yaydan çıktı
Sözümüz geçmiyor şu ecele tek
Düşmanca gelen gün kurşunu sıktı.
Mazisi şanlıdır o tahta atın
Tan ağarıyor herkes güneşi bekliyorsa
Ya beklenen o güneş doğmasa ne yaparlar
Ne ederler geceler yıldızsız aysız dursa
Öyle durumda kaldım ağlar benle duvarlar.
İnsan hâlinden uzak hastane köşeleri
Bunun adı nedir ey güzel Mevlam
Sevdalı gönlüme acı niyedir
Kor gibi yakıcı vefasız dostlar
Sır gibi aranan aşk ne diyedir
Kapılar kapandı geri dönüş yok
Zifiri karanlık korkulu bakış
Uyandık uykudan artık hiç düş yok
Yalanmış anladık mal mülk zevk yaz kış.
Şarkılar türküler nasıl da sustu
Ona yeni filminde yer ver yönetmen
Onu eski günlerinde oynat
Çocukluğunu tekrar yaşat
Gençlik aşklarını buldur
Onu yeniden güldür yönetmen
Bu aralar çok mutsuz
Görkemli yaşamı terk etmek vardır
Bohem sana uymaz Zincirlikuyu
Yeryüzü gökyüzü herkese dardır
Kimsecikler duymaz Zincirlikuyu
Uğraşı hırs kavga bin türlü bela
Hayat denen zorlu yoldan
Yürüyoruz Allah ile
Acı tatlı dört bir koldan
Sürüyoruz Allah ile.
Bir karamsar bir umutlu
Hayal kurup dalıp şöyle
Dağlar yollar aşıyorum
Bir başıma kalıp şöyle
Dolup dolup taşıyorum
Acılarla yaşıyorum.
Şairler, yazarlar, ressamlar haklı,
Kurtulmaz hüzünden, dertten başımız.
Geçiyor günlerim hep ağlamaklı,
Sanki bütün kentler mezar taşımız.
Keşke olmasaydın bazen diyorum,
önümüzde bir yüz ölüm
ne yaz dinler ne güz ölüm
sonsuzluğa uzar dümdüz
akşam ölüm gündüz ölüm
yönümüzde ölümlüyüz



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!