Nefes kadar yakın, dağlar kadar uzaktayım
Elimde ahıma karışmış şekersiz çayım
Geçmişten bahsetmek istemiyorum
Sen dağınık, ben paramparçayım.
İçimi bilirsin, gölgenim, yakınındayım
Her sabah kapımda bir serçe öterdi,
Ötünce yüreğimde güller biterdi.
Minnacık kalbinde dağlar saklıydı,
Her içli ötüşünde oda haklıydı.
Şimdi özlemim büyür dağlar kadar,
yüreğime kanat çırpmadı kimse
Pembe dünyama düşen türkuaz perde
Nazlı nazlı raks yapan çocuk ruhlu dalgalar
Pamuk ellerinde mavi mendillerle
Veda ederler en gri sevdalara…
Zamanın enkazında aşklar, yenilir yıllara
Hüzün ve ayrılık düşmüş mavi okyanuslara.
İrem bağlarından akar süzülür
Damla damla düşer kara gözlerin.
Bir hicran yarası bende çözülür
Sebebi vuslata vara gözlerin.
Firdevs cennetinin bir adı buymuş
Tutmuş yolun başını ateşten devler
Söndürmüyor artık kar yüreğimi
Sensiz koca bir hiç saraydan evler
Gel insaf et n'olur sar yüreğimi.!
Küle dönmüş hasretinden bu ten
Bir sevgi olsun yüreğinde,
petek petek bal sende
çiçek sende meyve veren dal sende
ben desem ki pembe sende, al sende
bir ucu değsin çöllere aşkın
bu ne güzel hal sende...
Yüreğime düşen perde,
Çare sensin bu tek derde!
Ölümcül bir selam ver de
Taşlar oynasın yerinden.
Al hançerini kanla da!
Üşüyor ruhum, ruhum üşüyor
yüreğime yine nur adın düşüyor
aklımın dehlizlerine saklanıyorum
oda oda kapı kapı bir ışık arıyorum.
Mecalsizim sesime ses ver efendim,
beyhude ömrüme nefes ver efendim!
Merhametin medârından yücelen mânâ
Süzülür de damla damla düşer îmana.
Bir mânâ ki inci döker bütün zamana
Devr-i âlemin ruhu sensin ey sevgili!
Olsa da konuşsa şimdi Yesrib’in dili.
Bavulum hazır, mendilim elimde,
Elveda meleğim kalk gidiyorum,
Aşkından bir tat kaldı dilimde,
Ne olur yüzüme bak gidiyorum.
Son kez karşımda şöyle bir dur da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!