Bu öpülecek eller senin olmalı
Bahar mevsiminden kalan.
Yollarına karanfiller dökülmeli
Bir şehrin görünen yerine
Altın heykellerin dikilmeli senin.
Ellerin öpülmeli senin.
Hangi baharın adı saklıydı yüreğinde senin
Sen gülünce değişiyor rengi gölgenin.
Bir firuze tutuşur ansızın sol yanımda
Aydınlığa çıkar güneşle gülen gözlerin.
Su içerken nehir gözlerinden turnalar
zambaklar açmış ıslak kalmış kirpiklerin
Gözlerinde saklı hangi ilkbahar!
Bir lahza bir hayal kur benim için
Vedasız, vefasız gitti turnalar
Ayrılık vehmini vur benim için.
Yad ellerde arta kalan günlerde
İçimde yeşeren bir sevda vardı
Dağlara yayılan ilkbahar gibi
Gözlerin güneşten önce doğardı
İçime yansıyan aynalar gibi.
Bir hicran yarası düştü bahtıma
Adalet, adalet, ah adalet; çölde su!
Kıldan ince, kılıçtan keskin doğrusu.
Güneşi çekip getirse gariplerin ocağına
Otursa sıcaklığıyla bir annenin kucağına.
Adalet; Kâinat’ın rengi, ayarı, düzeni
Bir gün bir şiir gelir
Sessiz sedasız.
Çalar kapımı seher vaktinde
Ucu yanık kelimeler uçuşur gözlerimde
Semadan ateşler damlar irili ufaklı
Ufuklar yanar, ben yanarım.
Yüreğim titrer anarken adını,
Ele verdin bu hayatın tadını.
Ben sevenim, sen ellerin kadını,
Gözyaşımdan heykellerim var benim.
Bir düşüm var istikbâl'e dayalı,
Tuttururlar seni takıp mandala!
Asarlar beklide bir kırık dala
Altına çekilen köhne sandala
Ve ister istemez biner ağlarsın.
Gözlerinde yaşın dem alır an'dan
Yaratmış yaradan güzel ağacı,
Her yerinde bir ahvali gizlidir.
Bulunur onda her derdin ilacı,
Her yerinde bir ahvali gizlidir.
Meydana gelmiş kök, gövde daldan
Adınla demlenir dilimde heceler
Hasretin bir türlü dinmiyor Leylâm.
Yad elde soğuktur şimdi geceler
Bu ayrılık içime sinmiyor Leylam.
Bir seslen erisin dağların karı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!