Bir şehir düşer içimize, Kudüs diye!
Salyalı bakışları arasında düşmanın
Muhammed'in çıktığı yer ilk semasına
Kıyamam, onun en nadide hatırasına
Bu dava oyuncak değil, değil süs diye
Bir şehir düşer içimize Kudüs diye...
Topladım tebessümünü avuç avuç
İçimdeki ah, yele düştü sevdiğim
Gülüşünden kalan bir yudum cemre
Bir kırmızı güle düştü sevdiğim.
Serçe çığlığında bu gam bu keder
Bir sevda duası dilimi sardı
Gah cümle oldu gah hece sevdiğim
Özlemimde tüten gülefşan yardı
Hem gündüz hem de gece sevdiğim.
Umudun gölgesinde hep aynı dem
Bir serçe olsam, pencerene konsam
Seni seyretsem yemek yaparken
vakit olsa da erken, gün dağlara düşerken
İçeri alır mıydın, ellerinle su verir miydin?
Ellerin ah ellerin, en ılık yazdan kalma ellerin
Selamsız sabahsız boynumu büktün
Yüreğimin içinde en ağır yük'tün
Bir yük ki gülden hassas dağlardan ağır
Sonsuz okyanuslara beni de çağır!.
Hazin bir şarkısı bu belki sevdanın
Bir sevda büyürdü yüreğimde
kokusunda kendimi bulduğum
her çiçekte meftun olduğum.
kayıp şehirlerin türküsü gibi
ömrümün güzide ülküsü gibi
bir sevda büyürdü yüreğimde...
Kanıma düştü de çaresiz sara
Teessüfle baktım geçen yıllara
Ayrılık hasreti düşürdü nara
Hüzün değdi saf güllere sevdiğim.
Sen kanda kırmızı sen çatal karam
Bir sevda değdi ki acısı peşin
Gözümde değişti adı güneşin
Özüme damlayan sevda ateşin
Bitmiyor bilesin yağmurdan sonra.
Eziklik miras kalsa da yapımda
Bir katre var sende!
Nisan yağmurlarından kalan
Buğulu bir ilkbahar misali
Tek hece gibi boğazıma tıkanan.
söyleyemediğim, sırrına eremediğim
Çöllere düşen yağmur misali
Süzülürsün damarımdan kanımdan
seni sevdim, sana kandım sevdiğim
dilimde ki tütsülenen anımdan
her nefeste seni andım sevdiğim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!