Turnaların kanatlarına yüklü dağlar
dağların doruklarında boran kar
Zincirlenmiş kelimelerden kan sızar
mahkum edilmiş ellere gül bırak
ben bu çöllerde acemi çırak .
Yüklense de üstüme dert ile hüzün
hayallerime düşer hep aydınlık yüzün
bir duru su misali o naif gözlerin
gönül tarlamın has çiçeği gülüşlerin.
Dudağında biten hangi çilek kırmızısı
Zaman ne tez geçti güze düştü dem
Mevsimler üşüdü, gözümde o nem
Dilimde titreyen, hep aynı sitem
Ömrümüz çıkar mı yaza sevdiğim?
Siyah beyazdır mazi, bu dilim lal
Yüreğime değdi kanadı kaderin
Sevda ki bir kördüğüm mevzu derin
Semanın ritminden süzülen gözlerin
Beni bir ummana saldı da gitti.
Yazgım da küllenen hakikat varda
Efkârım da salkım salkım biten yâr
içimde tüter karlı dağlar
Güller kurumuş dağarcığımda
yağmurlar bir başka ağlar
Efkârım da tüten bir şey...
Seher vakti bir serçenin ötüşü
Şiirimdir yüreğimde türkümdür
Bir bebeğin bir çiçeği tutuşu
Şiirimdir yüreğimde türkümdür.
Gümüş nehrin bir deniz’e akışı
Usul usul üşüyor akşam
dallara fısıldıyor sessizce kuşlar
bilmem koca dünya kime yâr !
yüreğime dokunan ey hazin rüzgâr!
iyi ki sevda, iyi ki aşk var.
Üşüyor ruhum, ruhum üşüyor
yüreğime yine nur adın düşüyor
aklımın dehlizlerine saklanıyorum
oda oda kapı kapı bir ışık arıyorum
Mecalsizim sesime ses ver efendim,
beyhude ömrüme nefes ver efendim!
Vefalı ol ey gönül, su kadar ırmak kadar!
Seni gül ile karşılayan çiğnediğin toprak kadar.
zümrüt dağların doruklarında kanat açan yar
var mı ötesi, bir selam ile hatır sormak kadar?
Güneşin öptüğü bulutlara yasladım başımı
Ve sen bir gün yüreğimden gidersen
ben tutunam hangi dala sevdiğim
bir elim yüzümde, sen uzaklarda
sinekler konuyor bala sevdiğim.
Yıllar geçip gitti görmedim yüzün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!