Dost diye sarıldı, yar diye baktı,
Özündeki sevgi sel gibi aktı,
Biraz nüktedandı, şendi, şakraktı,
Aşskın mızrabını tuttu Veysel’im,
Ardına bakmadan gitti Veysel’ım.
Sessizliğe yürüdüm, geceye doğranmıştı,
Ellerimi uzattım, hayallerim yanmıştı,
Gönlüme bir göz attım, pencerem kapanmıştı,
Nereye gittim ise, gördüm bakışlarını,
Yüreğim senden bakar, aldım bakışlarını.
Hediyenle bir tel geldi sarılmış,
Siyahına vurulmuşum yanmışım.
Gözlerinin parıltısı karışmış,
Saç telinde sana bağlı kalmışım.
Kirpiğinde gerilmişim çileye,
Uzar bir başladı mı, sabaha kadar;
Ulanır peşpeşe sularca akarak hatıralar;
Çığ düşer, gözlerden nem kapar tan;
Sessizlik yeşerir, çiçek açar sabaha kadar.
Gönül gizli yol çizdi, gönül izine düştüm;
Gönüle sevda dizdi, sevda dizine düştüm;
Rüya hayal kandırdı, aşkın gizine düştüm.
Alev alev yandırdı, yürek közüne düştüm.
Düştüm bir çıkmaz yola,yürür de gönül dönmez,
Kaynağı gürül gürül durmak,dinlemek bilmez,
Gönül zenginliğinden hep sana akıyorum.
Susturmak mümkün değil, çelik gibi eğilmez,
Ne kale dinler ne set, hep sana akıyorum.
Aklı kenarda tuttum, gönülden bakıyorum.
Güneş doğmaz oldu,şafak sökmüyor.
Bulutlara gücüm yetmiyor benim.
Naza mı bürünmüş tüm güzellikler?
Bulutlar başımdan gitmiyor benim.
Geceye sürgünüm,karanlık zaman,
Sokaklar çekmiyor beni,
Gitmiyor ayaklarım can!
Ne gün kaldı ne de güneş,
Bir şeyler koptu canımdan.
Hani kanı donar ya insanın,
Çıplak dallar arasından sıyrılsın,
Görünsün yapraklar, çiçekler;
Açılsın kara bulutlar bir tarafa,
Yüzünü göstersin gülen,
Işık saçan bahar.
Baharla eriyen karlarla çıkmışım yola;
“Galü Bela”dan beri var olmuşum.
Yol kaderim olmuş, ben kader yolcusu.
Yıllar yola bağlanmış, ben yar olmuşum.
Yanmış, yıkılmışım bütün yol ayrımlarında;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!