Çıkar, at, yürekteki durmak bilmeyen fırtınaları ey gönül,
Günlere gösterdiğin özentinin,kendine has bir sultası kaldı.
Sevda ile her kim ki bu gönül evine hükmünü geçirir hala,
Bilmeden,görmeden aranan,hükmedecek sevgi ustası kaldı.
Buldurup Leyla’sını, Mecnun’a azap verir;
Gün olur,devran döner,zamana hesap verir.
Usandırır gerçekten, bu yalancı dünyada;
Sevdaya sevda düşer, kendi de hesap verir.
Çankırı-01.07.2004
-Bütün şair ve şaire dostlara-
Mısra mısra şiirleri dizersin.
Aşkla yanar, sevdalarda gezersin.
Şair dostum, söylesene ne dersin?
Mısraların ötesinde ne vardır?
Ay bir çadır ufkuma, yıldızlar fener oldu.
Biz yolda yürüyorken, menzilden dönen oldu.
Hayat, gül mü; diken mi? .. Soran sorana ama;
Bize soran olursa, bazan gülenler oldu.
Beynimde iki duygu, ikiz kardeşim gibi;
Birisi yaşadığım, birisi özlediğim.
Hep yaşantım tek düze, hayalim renkli benim,
Hep hayalde kalıyor, hayattan beklediğim...
Çocuk yaşta başladı, ergenlik çağa girdi.
Belki yarın gelmeyecektir bir daha;
Bulutlar tüllerini kaptıracaktır rüzgâra;
Güneş hiç gitmeyecektir bizi terk edip;
Dakikalar girmeyecektir araya;
Gözlerin mühürleyecektir mutluluğu;
Masallar başlayacaktır yeni baştan;
Bozkır Yasası
Adından söz etsen keder ruhunda
Tutsaklığı tutsak eder ruhunda
Hürriyeti alır yeder ruhunda
Bozkıra ruh veren bozkır yasası.
Buzlu bir merdiven basamağından yürür;
Şanına yakışır bir zemheri coğrafyasında;
Akılda kalmaz bilirim gel-gitler içindedir;
Soğuk terler değildir şaklarından dökülen;
Bir ömür ki, çatık kaşlarından buz damlar;
Dalgalarında buz tutan okyanus misalidir;
Serçelerin gözlerinden akan
Neşeli cıvıltılar terk etti;
Gençlik yıllarını düşlüyor şimdi
Karanlığa göz kırpan yarasalar.
Oynak uçuşlarına tünedi güvercinler,
Yollar, sınır tanımazlar.
Duygumun yoludur yollar.
Dağ başında yanan alev;
Gönlümde gün, gece parlar.
Filizlenir sevda demi;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!