Kara bulutları serdim kalbime,
Deniz oldu, mavi mavi güldüler.
Sevdanın içinde eridi bir bir,
Gözlerimden damla damla indiler.
Enginlerde rüzgar ile dillendi,
Ömrüm gecelerin içinde uzar;
Düşler hayallerin çocuğu oldu.
İçimi titretir senden gelenler;
Gizli kapıların eşiği oldu.
Gizli bir anahtar açar kalbimi,
Ben, kutsal sevdanın;
Ne bir Kerem'i, ne bir Ferhat'ıyım.
Ben, yürekte tüllenen bir sevginin ahıyım.
Destanlar yüceldikçe beni anlatır ama;
Ben, gönüle hükmeden bir çilenin şahıyım.
Yak istersen gönlündeki alevle;
Senden sevgi, sevda dilenmiyorum.
Sana sevdalanmak elimde değil;
Nedenini ben de bilemiyorum.
Gelecek ne olur, dediğim anda?
Durmadı,durulmadı,akıp gitti tüm sular;
Umutlar uzadıkça, bitti, gitti arzular;
Tatlıya karıştıkça, öne çıktı tuzlular;
Ağzımızda burukluk, yaktı hep dilimizi;
Sen ekside, ben artı, bitirdik pilimizi.
Devleşir alev alev, uykulara set çeker,
Gönlümde sevda devi,benle sabahı bekler.
İçimi kucaklıyor, nura bürünen sevda,
Ruhumun gizeminde,bende sürünen sevda.
Yıllarca yanık türküler dudaklarımda.
Yıllarca kendi türkülerimi söyledim.
Aradım yüreğimin Şirin ve Aslı’sını,
Aşkın yüceliğinde dinlendim.
Yıllarca yanık türküler dudaklarımda.
Gönüle fısıldar, göze dokunur.
Türkü olur, dudaklardan dökülür.
Yayladan yaylayakonar çekilir;
Dert getirir Karlı Dağ'dan Toros'a.
Abdal olur gezer; borada karda.
Azgına cehennem, mazluma cennet
Herkes aradığın bulacak elbet,
Yine de af vardır, yoktur müebbet,
İnana yol bir şaşırma oğul.
Çareler tükenmez, aflar tükenmez,
Boyu uzar, başı yıldıza değer,
Saçları belini dövdükçe döver,
Dudak susar,dil konuşur,kaş över,
Gönüle saplanan mızrak sanırsın.
Gözündeki ışık bahtın söndürür,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!