Yüreğimde inceden sızı başladı yine
Sensizlik dağlar gibi büyüyor gözlerimde.
Nedeni bilinmeyen bir duygu var içimde,
Sen gittin gelmezsin Allah bana sabır versin.
Şimdi olsaydın yanımda,yatsaydın kollarımda.
En güzel busemi kondururdum dudağına.
..
Sabır diliyorum senden yarabbi
Bana sabırlı ol diyorlar
Bilmezler ne çektiğimi
Acı ve haster içinde yandığımı
Hergün ağlayıp kahrolduğumu
Sensiz buralarda mutsuz olduğumu
Bilmeden bana sabır diliyorlar
..
Sabır diliyorum seven kâlbe,
Ne sözüm olabilir sevmeyen kâlbe,
Diyen var mı sevdiğine 'Sevdim be',
Sabır diliyorum seven kâlbe.
Dikenler benim oldu gül elin,
Haberim bile olmadan oldu gelin,
..
Bugün çağ atlayan çağda, çağ dışılık,
İlk çağ hortladı yeni çağa karşılık,
Deccal mı var? Ortalık karma karışık,
Allah yerine koyanlar, konanlar var.
..
Alışık değilsin belki bu çıplak sözlere. Amma çıplak sevdayı, örtülü sözlerle anlatamam ki. Sözlerim sevdanın saflığını anlatıyor. Onun için tüm çıplaklığı ile sana aktarıyorum duygularımı… Bu anlatımın başka türlüsü yok. Konu sevda ise, aşk ise anlatımı bu… Böyle olmalı. Biraz müstehcen oluyor. Olmak zorunda. Olacak da güzelim.
Buna alışmalısın. Yok, başka anlatım yolu… Senin için aklımdan geçenleri kelimelere bir dökebilsem. İnan her şeyi olduğu yerde bırakır gelirsin… Ve ben bile, sana engel olamam. Seni o derece bir sevda ile seviyorum. Bunu sana defalarca söyledim. Fakat hayatın önümüze çıkardığı ortak engellerimiz var. Normal şartlarda o ortak engeli veya engelleri aşmamız zor. Belki de imkânsız. Ama sevdamız bu engelleri çoktan aşmış durumda. Sanki engellerle dolu denizi, usta bir yüzücü gibi geçmiş, azgın ve büyük dalgaları aşıp, karşı adaya çıkmış, oradan bize ve dünyaya el sallıyor.
Neden böyle bir kutsal sevdayı ortada bırakalım, kaderine terk edelim. Bu Allah’tan reva mı? En büyük haksızlık olmaz mı? Öyle ise gel sevdamıza sahip çıkalım. Aşkımıza ömrümüzü adayalım. Bize yakışan da bu… Düşünelim birlikte, bizleri birleştirmeyi dilemeseydi yaratan Al-lah, şu veya bu sebeple tanıştırır da, bir araya getirir miydi? Tanışıp dost olmamızı sağlar mıydı? Bu aşka izin verir miydi? Bu denli büyük sevda ile birbirimizi sevmeyi nasip eder miydi? Hayır… Hiç sanmıyorum. Öyle ise kendiliğinden oluşan bu şartların meyvesi olan aşk bence kutsal bir yazgı… Buna inanmak gerek. Ben şahsen inanıyorum. Daha da ileri gidiyor ve bu Allah’ın bir mucizesi, diyorum. Yoksa sen orada, ben bu küçük ilçede ömrümüzün yarısından fazlasını geçirip, 2/3 ‘nü doldurup yaşamışız. Allah dileseydi karşılaşmazdık. Tanışmazdık. Bu sevda da doğmazdı. Demek oluyor ki bunda ilahi bir pay ve emri ilahi gücü var… Öyle ise, yaşamaya devam diyorum.
Zor olacak belki ama yapmamız gereken her şeyi, olayları zamanın akışına, Allah’ın takdirine bırakmak ve de sabretmek. Sabır, sabır, sabır… Ya sabır. İşte doğru yol bu. Yapmamız gereken de bence bu. Şimdi oturduğun yerde sırtını dayayacağın bir yer varsa, sırtını geriye doğru yasla. Oraya dayan. Söylediklerimi şöyle bir aklından geçir ve. Sentezini yap. Böl, parçala sonra tekrar topla… Parçalarını birleştir. Mantık süzgecinden geçir ve kabinde beklet. Sonra o duygularınla da bir harman yap ve düşünerek değerlendir. Sen de, sağlıklı bir sonuca varacaksın.
İşte o zaman uykusuz geçen gecelere üzüleceksin. Balon gibi şişmiş gözlerle vardığın sabahlara pişman olacaksın. Aklının ve kalbinin ortak kararının doğru olduğunu göreceksin. Belki de günler, haftalar, aylar boyu ilk defa güzel, sakin, deliksiz bir uyku uyuyacaksın. Belki kendini bir deniz sahilinde, sevdamızla birlikte baş başa bulacaksın…
İşte o an sevdanın yüceliğini bir kez daha yaşayacaksın. Çünkü o an yanında ben olacağım… Belki başımı göğsüne, belki de dizlerine koyup, sana aşkımızı fısıldıyor olacağım…
O gecenin sabahında uyanmayı, bir hayal eder misin? O mutlulu-ğu, yüce sevdamızı… Şimdi masal gelen bu aşkın hayali o gün gerçekle-şecek. Sen bana “ Halıymışsın, canımsın” derken, bende senin kulağı-na “Demiştim…” diyeceğim.
..
Her akşamın sabahı var,
Dalda sabır çeken güler.
Fecrin sonu,güneş doğar,
Halda sabır çeken güler.
Zor yokuşlar düze iner,
Yorgunluklar,dize biner,
..
Alışık değilsin belki bu çıplak sözlere. Amma çıplak sevdayı, örtülü sözlerle anlatamam ki. Sözlerim sevdanın saflığını anlatıyor. Onun için tüm çıplaklığı ile sana aktarıyorum duygularımı… Bu anlatımın başka türlüsü yok. Konu sevda ise, aşk ise anlatımı bu… Böyle olmalı. Biraz müstehcen oluyor. Olmak zorunda. Olacak da güzelim.
Buna alışmalısın. Yok, başka anlatım yolu… Senin için aklımdan geçenleri kelimelere bir dökebilsem. İnan her şeyi olduğu yerde bırakır gelirsin… Ve ben bile, sana engel olamam. Seni o derece bir sevda ile seviyorum. Bunu sana defalarca söyledim. Fakat hayatın önümüze çıkardığı ortak engellerimiz var. Normal şartlarda o ortak engeli veya engelleri aşmamız zor. Belki de imkânsız. Ama sevdamız bu engelleri çoktan aşmış durumda. Sanki engellerle dolu denizi, usta bir yüzücü gibi geçmiş, azgın ve büyük dalgaları aşıp, karşı adaya çıkmış, oradan bize ve dünyaya el sallıyor.
Neden böyle bir kutsal sevdayı ortada bırakalım, kaderine terk edelim. Bu Allah’tan reva mı? En büyük haksızlık olmaz mı? Öyle ise gel sevdamıza sahip çıkalım. Aşkımıza ömrümüzü adayalım. Bize yakışan da bu… Düşünelim birlikte, bizleri birleştirmeyi dilemeseydi yaratan Al-lah, şu veya bu sebeple tanıştırır da, bir araya getirir miydi? Tanışıp dost olmamızı sağlar mıydı? Bu aşka izin verir miydi? Bu denli büyük sevda ile birbirimizi sevmeyi nasip eder miydi? Hayır… Hiç sanmıyorum. Öyle ise kendiliğinden oluşan bu şartların meyvesi olan aşk bence kutsal bir yazgı… Buna inanmak gerek. Ben şahsen inanıyorum. Daha da ileri gidiyor ve bu Allah’ın bir mucizesi, diyorum. Yoksa sen orada, ben bu küçük ilçede ömrümüzün yarısından fazlasını geçirip, 2/3 ‘nü doldurup yaşamışız. Allah dileseydi karşılaşmazdık. Tanışmazdık. Bu sevda da doğmazdı. Demek oluyor ki bunda ilahi bir pay ve emri ilahi gücü var… Öyle ise, yaşamaya devam diyorum.
Zor olacak belki ama yapmamız gereken her şeyi, olayları zamanın akışına, Allah’ın takdirine bırakmak ve de sabretmek. Sabır, sabır, sabır… Ya sabır. İşte doğru yol bu. Yapmamız gereken de bence bu. Şimdi oturduğun yerde sırtını dayayacağın bir yer varsa, sırtını geriye doğru yasla. Oraya dayan. Söylediklerimi şöyle bir aklından geçir ve. Sentezini yap. Böl, parçala sonra tekrar topla… Parçalarını birleştir. Mantık süzgecinden geçir ve kabinde beklet. Sonra o duygularınla da bir harman yap ve düşünerek değerlendir. Sen de, sağlıklı bir sonuca varacaksın.
İşte o zaman uykusuz geçen gecelere üzüleceksin. Balon gibi şişmiş gözlerle vardığın sabahlara pişman olacaksın. Aklının ve kalbinin ortak kararının doğru olduğunu göreceksin. Belki de günler, haftalar, aylar boyu ilk defa güzel, sakin, deliksiz bir uyku uyuyacaksın. Belki kendini bir deniz sahilinde, sevdamızla birlikte baş başa bulacaksın…
İşte o an sevdanın yüceliğini bir kez daha yaşayacaksın. Çünkü o an yanında ben olacağım… Belki başımı göğsüne, belki de dizlerine koyup, sana aşkımızı fısıldıyor olacağım…
O gecenin sabahında uyanmayı, bir hayal eder misin? O mutlulu-ğu, yüce sevdamızı… Şimdi masal gelen bu aşkın hayali o gün gerçekle-şecek. Sen bana “ Halıymışsın, canımsın” derken, bende senin kulağı-na “Demiştim…” diyeceğim.
..
Yaptığından utan yüzün kızarsın,
Sabırı bilmeyip sevği bozarsın,
Gönlüme gamı durmadan yazarsın,
Dünya sana kalmaz sabır et gönül.
Dünyanın sonu yok, bunu bilesin,
Gönlünde ki kini o an silesin,
..
Yalnızlık duygusu bağrımı yaktı,
Sabırsız haldeyim sabır ver yarab.
Yarasız kalbime yar hançer çaktı,
Ben yaban eldeyim sabır ver yarab.
Perişan hallere koyan yarimdir,
Bedende kalmayan benim ferimdir,
..
Neyine güvenir, bilemem ahmak
İstiyorum yüzüne, kafayı atmak
Aklımdan geçiyor, hapiste yatmak
Son anda ya sabır, vaz geçiyorum
Keleşi sırtlanıp, ortamı bassam
Üçünün beşinin, başına sıksam
..
Allah sabır veriyor, dayanıyorsun,
Gözleri sevdim diyor inanıyorsun,
Çok sevdin cefaya katlanıyorsun,
Allah sabır veriyor, dayanıyorsun,
O sevmese, sevemem diyorsun,
..
Öyle bir acı ki dağ gibi yürekler dayanmaz
Göz yaşları cağlar akar,engel, set tanımaz
Bu acıyı gören göz mutlu olup uyuyamaz
Allah sabır versin tüm Kömürcü ailesine
Bir kardeşimiz daha şehit oldu bu vatana
Elbet hesabı sorulacaktır ona pusu atana
..
Yükün ağır olsa da, tahammül edip taşı;
Öyle sabır göster ki, çatlasın sabır taşı.
Nisan 2005
..
Burhan günlerimiz acı geçerken,
Sabır eyle deli gönül sabreyle.
Azrail ömrüme zaman biçerken,
Sabır eyle deli gönül sabreyle.
Nefis uykusundan uyansa derim,
Nefesin bir sonu var Allah kerim.
..
Allah’a kul, peygamber’den şefaat,
Şükür sabır kanaatten ayrılma.
İyilik yaparsan umma menfaat,
Şükür sabır kanaatten ayrılma.
Kendini islah et mert oğlu mertsen,
Zalime yardımcı mazluma sertsen,
..
Sabır sabır ilahi taş çatlayacak.
Bu vahşette yürekler parçalanacak.
Bir dua elimizde başka ne ki olacak?
Bu vahşeti Allahtan başka kim durduracak?
..
içkiyi içmezsem başım ağrıyor
Doldur Meyhaneci içmek isterim
Azrail yanımda beni çağrıyor
Doldur meyhaneci başım ağrıyor
Ayık gezmek istemem dünyada
Sevdiğim cananı gördüm rüyada
..
Ayrılık hasreti çoktu içime
En çok ayrılık gider gücüme
Nasıl dayanılır zeynep'ime
Allah'ım sabır benim halime
Tatlı gülüşü gitmez gözümden
Anlaşılmayan tatlı sözünden
..
Dert yükledin belime
Ha çöktüm çöküyorum
Tespih aldım elime
Ya sabır çekiyorum
Anasının dilinden
Babasının elinden
..
Adam gibi bir liderimiz olacak
Emri verip kuzey ırağa girecek
İt vurur gibi PKK lı vuracak
Vurun artık vurun sabır kalmadı
Beş kasımda Puşt izin vermezse
Mehmetçik Kuzey Irağa girmezse
..