Dizlerin dizlerime değdiğinde anladım
Rüyalar uykulu gerçeklermiş
anıların gece vardiyasında
Gerçekler gizli niyetleriymiş sevgilerin
yarının yanıltan edasında
Körfezin ürperten rüzgarı vurur yüzümüze,
Tarazlanmış yüreğimden sen geçerken.
Yoksul balıkçıların motor sesleri uzaklaşır sevdanın mavisine
Bungun bir balık ekmekçi bekler,
Keyfini bencil, gölge adımların
Bir kedidir sığınmış bir poşet içine
Acı;
Lanetli bir tattır kalbimde çözünen,
Bir tutam nefret barındıran içinde.
Apansız bir ölümdür,
Senden ayrılmak.
Ruhum satılır şeytana
Anlamsızlığına sığındığımız anlarımız,
Hasılı eski bir ıslaklığın içine çeker bizi,
Acıtsa da savurganlığı severiz,
Gayri meçhul dedikodular konusunda,
Gidişimiz;
Hayatın akışkanlığında kandığımız bir içim su,
Göz süzüşlerin ayırıyor üzüntü ve mutluluğumu
Kaybolmuş ufkumdaki deniz fenerim
Sen yoktun ya
Sarp kayalara sürüklendim durdum
Alabora oldum bencil sularında yalnızlığımın
Ey kaybolmuş ufkumdaki deniz feneri
Bir denizdin vuran sahilime eskiden
Senden kaçmak imkansızlığında
Çöller yarattım kendime beyhude
Hiç yaşanmamış gibi yaşarken şimdi sen
Sahilleri özlemedin mi hiç?
Kumsallarını unuttun mu?
Sen yoksun…
Ben; düşlerime yenik
Seni esirgeyen kadere teslimim.
Yalnızlık ertesinde saklanıyorum
Bülbül yuvasında saklanmış
Hayallerimiz vardı
Güneş uzanırdı bize
Söğüt dalları arasından
Yarınlar çoşardı...
Her sabah bir umut doğarken
Düştüm yollarına şu cennet cihanın
Arardım bir sesi, bir dokunuşu
Arardım tüm güzelliklerini hayatın
Yollar zaman gibi akardı
Anlamazdım nasıl geçtiğini
Duramazdım bir an dahi
Bilmem ne der sana gözlerim
Umudun yeşerttiği bir ışıltı
Parlar mı söndürdüğüm yangınlardan
isyanım sensizliğe
Kırılan kalemim olur
İstesem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!