Anlatsam seni sana söyle yeter mi sözler,
Adını telaffuzdan diller aciz İSTANBUL.
Seni çalıp söylese bilinen bütün sazlar,
Tüm nefesler ritimler teller aciz İSTANBUL.
Ezel ebet dimdikti eğilmez başın senin,
Mevla’nın lûtfudur “Âşıklık” kula,
Gönülünen olur işimiz bizim.
Ömrümüz başından sonuna çile,
Dinmez gözümüzde yaşımız bizim.
Bizler gülü dikeniyle sararız,
Çok söyledim dinlemedin ey gönül
Ter temiz sevdana kıyanın hani.
İnanıp sanmıştın insanı kamil
Söz verip de şimdi cayanın hani.
Bir bakış bir tatlı gülüşe kandın
Şu sinem içli bir kordur,
Yanar gider günden güne.
Gönülü avutmak zordur,
Kanar gider günden güne.
Kanatsız bir kuş gibi,
Seninle gülerim senle ağlarım,
Coşkunla sevinir gönül eğlerim,
Aşkına şarkılar yazar söylerim,
Has güle bülbülün ötüşü gibi.
İncinirsen diye çekinen benim,
Kahrolası bu düzenin bu çarkı,
Kendimelik içten içe dönüyor.
Sindirmiş âlemi salmış bir korku,
Güce döne gelmiş güce dönüyor.
Köşeleri tutmuş tuzu kurular,
Görünürde bir dikenli çalıdır,
Gülü hoyrat görüşümdür gül benim.
O muhabbet o bir sevgi dilidir,
Aşkta sırra erişimdir gül benim.
Odur benim âleminen barışım,
Ben ben isem bugün eğer,
Sayendedir ki benim,
Her övgü sana değer,
Az bile öğretmenim.
Seninle vücut buldu,
İlkbahar gülüydün hazan olmuşsun,
Hani goncaların dalların nerde?
Ay gibi parlardın ama solmuşsun,
Ruhuma haz veren halların nerde?
Mayısta san vurmuş bağa dönmüşsün,
Umurumda değil mal melal para,
Gözümde set servet pul bana Mevla’m,
El âlem kürkünen sarına sara,
Yeter kırk yamalı çul bana Mevla’m.
Buldu da ben gibi mert oğlu merdi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!