Nice eylüllerinde bu şehrin, bu meydandı korktuğum kör lambaların sarı sisinden ve loş aydınlıkların puslu gecelerinde; ucunda uçurtmaların takıldığı elektrik direkleri, bacalarında leylek yuvalarıyla havagazı fabrikasının.
_ Ulus’a kadar
karşısında bir köprü var artık
viyadük timsali
araç kuyrukları korna seslerinden rahatsız kaleye uzanan
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Devamını Oku
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?