Kahrolsun bir çiçeği bekleten hatun
Gün yüzü görmesin buketleri öksüz bırakan hatun
Hiç mi hiç sevilmesin
Adı hiçbir yüzüğe kazınmasın
Her kalp gözü ona kör olsun
Her gönül kapısı ona duvar olsun
Kahven öptü dudağımdan
Peşi sıra çikolatalarım
Acı, tatlı, tuzlu dilim
Şaşkına döndü tat tomurcuklarım
Gıyabında sevişiyorlar sevgilim
Utandırıyorlar gönlümü benim
Kalbimin kilidini kırılır mı sandın
Her anahtar uyar kanısına vardın
Benlik kavgasında kaldın
Kibirle dolup aldandın
Arifin bilgisiyle sınandın
İmtihandan kaldın
Görüyorsun ne hâlde sokağım
Anlatmaya gerek yok
Kalbimi sorarsan
Bin beter vaziyette
Nasıl nemlenip çürüdüyse kapım
Pas tutup gıcırdıyorsa menteşeleri
İhanetini affetmeyeceğim.
Edersem, kalbim kurusun.
Özümün nuru!
Mevsim mevsim kuraklığa mahkum,
Paramparça topraklarım...
Kalbine baktığın gibi bakma bu dünyaya
Kirletme, içini doldurma acılarla
Doğayı sev, önem ver içten duygularla
İyilik yap, sevgi dağıt tüm dünyaya
Hayvanları koru itinayla
Kalbine şöyle bir mercek tutsam
Yakınlaştırıp içine baksam
Varsa birileri yaka paça çıkarsam
Sonra işgal edip yağmalasam
İçinde kendi sultanlığım kursam
Ne dersin, sana soracak olsam?
Belki bedenine engel olmazsın
Ama kalbini tembihleyebilirsin
Büyüme dersin
Büyüyecek ne var dersin
İkna edersin
Çocuk kalpli olursan
Ben bir kalp işçisiyim
Duyguları gergef gergef işlerim
Gönülleri ince ince süslerim
Biçim veririm
Sevilmeye hazır ederim
Ben bir çiçek işçisiyim
Kandırıldım
Sevgi vaat edildi
Umut verildi
Hemencecik terk edildim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!