Geçtiğimiz dolunay akşamında,
Güllerin en kırmızısına uyandık;
Caddelerin bittiği sokaklarda...
Ağaçların kırağılı dal uçlarında
Bütün bir gece boyunca
Sen bir aşk kadınısın kleopatra
Aşka aşıksın ruhunla en fazla
Söndürsün cümle fenerleri cihan
Akdenizin kalbinde nurunla yan
Kızıldeniz, mısır gibi tüllenen
dibi tutmuş kalaysız tencere üzeri
kapak
yahut yoğurdu kaymak tutarak
dök yapraklarını
Kırılırsa kırılsın
yüzü kuylu yere kapaklansın
Bir akşam daha kızıllığı yitip giderken
Kamelyadan seyrettim güneşi batıp giderken
Masamda kırmızı ve beyaz güller ...
Seni düşündüm, kokunu özledim
Ve birden gül kokusu sardı içimi
Ne zamandır gül koklamadım
içinde kaybolduğum duyguların bunalımındayım
depreştikçe içimde fırtınalar
ihtiyar kadırgalar gibi çatırdamaktayım
bütün çalkantılar benim denizime doluşmadalar
bütün akıntılar bende birikiyor, öcalmalar dahil
med ve cezir tahterevalli oynuyorlar
Betimler yağmuru bir damla su bile
Yutar büyük dalgaları liman
Ökseler kuşların cıvıltısını
Devasa ölçekli haritalar…
Söz tükenmiştir
Can solmuştur
kendim olduğum kadar sensiz ve yalnız
vadiye sürülmüş at gibi palansız
sen vardın
ben vardım
ikimiz de yoktuk
bir de yalnız o yoktu aramızda
Hep hüzünlü şarkılarla titredi yüreğım
Bulutlar misali kabardı içimde özlemin
Karanlıkla sustu içimde hüzün,iki gözüm
Seni özledikçe bülbüller şakıyor içimde
Hala yalansa sözüm aksın iki gözüm
Ateşten bir kıvılcımdı saçılan
Yüreğinle pare pare canlanan
Kucağımda solmamış çiçeklerden
Bir buket tebessümün resmidir gece
Sele kapılış, girdap - garabet
istemezdim
seninle başka bir şey olmak
varsan da yoksan da
şikayet etmezdim
sorsalar bile kimselere demezdim
en güzel günlerimiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!