I.
Sofia, bir deli bakış,
Kızgın çöl tanesi.
Namludan çıkan bir kurşun,
Kurşun ki, gülüşleri kadar ağır.
Sofia, bir memleket rüyası,
Boğazda gemiler vardı, beyazlı yeşilli
Gülcemal,adalar,her iki kavak
Bir sen bakardın.........
Bakardın............................
Gözlerin kadar derin ve ıslak
İstanbul a yağmur yağardı.
Devamını Oku
Gülcemal,adalar,her iki kavak
Bir sen bakardın.........
Bakardın............................
Gözlerin kadar derin ve ıslak
İstanbul a yağmur yağardı.
Mükemmeldi. Saygılarımla
harika bir anlatım teşbihler o kadar güzel işlenmiş ki şir tadında bir şiirdi..tebrikler tam puanla selam ve dualarımla
Bu memleket başka memleket Sofia,
Uykusuzluk değil titreten,
Dayanıksızlığım değil belimi büktüren,
Şu kuru öksürüğümü bile söktüren
Apansız vurgunundur,
Açıkta vurgun yemek zordur gülüm
Bu ne aşktır Cumhur bey?
keşke herkese nasip olsa.Sofia yı kıskandım.Şanslı birisi.Yüreğinize sağlık.kutlarım
merhaba sevgili kardeşim
şiirlerin ve okuyuşun harika
şevkini kırmadan devam daha iyileri gelecekir. saygılarımla,
Sesinizle çok güzel bir dinleti oldu.Tebrikler.
MUHTEŞEM ÖTESİ KULAKLARIMDA SENİN SESİNLE DUYDUM KARDEŞİM DAHA BİR HOŞ GELDİ ...HARİKA BİR ANLATIM TARZI ...BİR SOLUKTA İÇİLEN AMA KANILMAYAN BİR TAD VAR...
düşmü gercekmi....bir destandan fırlamış gelmiş düşlerinize sanki...harikaydı dinlerken hele canlı dinledikten sonra....yüreğinize sağlık...
sesinizden dinlerken şiiri oyyy oyy demek kalıyor geriye memleket kadar yakın sofia dilsiz sevda... sofia...yüreğinize sağlık
Çok hoş dizeler Cumhur dost Oyyyyyyyyyyyyyy ki Oyyyyyyyyyy . Yüreğinize sağlık
Rahmetkâr... ..kâr pekiştirmesi öncelikle bu sözcüğü yüce kılmakta. Ve üstelik 'bebek' özelleştirmesiyle şirinsi bir ayrıcalık katılarak. Sonra da şairin söylediği gibi yüreğinde biriktirdiklerini savuracak kadar bereket yüklü; bir de Yarinin Narin Kahkahası. Aynı zamanda şiirdeki tüm duygu akımlarının 'Sofia'ya doğru uçusu Sofia büyüsü oluşturuyor. Sofiasal diz dibinde kahır dökmek istiyorsunuz.
Birincisinde sakin, ikincisinde çığlık çığlığa çekilen'Oy havar' figanında Anadolu feryadına özgü sınırlar içinde Sofia bizim fırtınamız olarak görünüyor. Bir yabanıllığı bulunmamaktadır.
Sofia'ya haykırış, şair Cumhur Karaca'nın diline ve gönlüne öyle güzel yakışmış. (Kendilerinin seslendirdiğ Sofia'ya kulağınız yoluylada gönül konuğu etmezseniz kayıplardasınız)
Sofia betimlemelerinde ' dilsiz yürek/Emre amade yakarış/İlahi varoluşun resmi' dizeleri etkili ve farklı biçimde dikkati çekiyor. Yine 'Sofia, adımların iz düşeni/Oyun havaları kadar kederli/Arabesk şarkılar kadar sevinçtir' yıldırımsavarlğıyla işlevleri ters yere koyarak eksi artı kutuplarla oynuyor. Keder ile neşenin adresi değişiyor.
Falların ön yüzüne baktırarak, hüznün kendinden geçmesi ikilisi de düşündürücü. Düşünebiliyorsunuz değil mi? KENDİNDEN GEÇEN HÜZÜN. Bir gün hüzünler dekendinden geçerse bulutlarda yitip gidilme olasılığı büyüktür.
Sofia ayrı kalınan memlekette ve ondan bulutların istenilirliği, gizeminde dağların şarkı söyletilmesi coşkuyu burukvari anlatıyor.
Göçüp giden ilkbahar, elde kalan sonbahar.
Tarık Buğra'nın 'Eyvah Gençliğim' serzenişinde.
Yeniden okuyalım:
'Nehirler;
Nehirlerde dünü gizlediler.
Pınarlarından okşayan deltaların
Yavru çıkmazlarında
Nice anılar da saklandılar'
Nehirler gözyüzü tütüyor, gökyüzü kokuyor, buram buram. Gönlüme yarayan dizeler.
'Sinsi kucaklamalarda kalmasın,
Poyrazlarına selam ilet memleketimin,
Erguvanlarını topla Ankara’mın.
Ilıklarını sür tırnaklarına
Eylül akşamlarının,
Ruhunla dans et bir an
Soluk almaksızın, öpüşlerimin durağında.'
Eh..Bu dizelerin ikili eylül uhreviliğinde biraz saltanatta kalmak gerekmekte.
Beşinci ve son bölüm duyguların patlayarak kasırgaya dönüştüğü arena. Her dize de mola veriniz lütfen.
'Ben boşuna sevmem ki güzelim' de biraz daha fazla takılacaksınız.
İzzet-i İkram'ın dan müteşekkiriz oyy şair.
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta