Başım ağrıyor bu gün
Öyle bahane falan değil
Şakağından başlayan türden
kukuma kuşu gibi bakarsın herkese
Hafif boynunu eğerek
Aşk acısı kadar olmasa da
Acıyarak baktı birisi
öbürü de
Bir diğeri de
derken
herkes acıyarak
baktı kendisine
Gölgeni hatırlıyorum
İlk kızmaların burukluğunu
Şaşkınlığının telaşı
Bir ada kahvesi önünde
Güneşe yatmış kediler
Miskinliğin en derin rüyasında
Gör beni dedi tanrı görmediğine
Bir ritim tutturdu; görmediği
Bir nefes ver dedi tanrıya
Tanrı;
Nefesim yok, Offf çok yalnızım dedi
Bu kocaman oluş yoruyor beni
Çünkü
Aşkı aramak tanrıyı aramak gibidir
Dergahdaki neyin teslimiyeti
Mütteka sabrı beklemelerde
Uyanık gözlerden derin rüyalara akardın
Anlardın sonsuzluğun ritmini
Bir Dalyan da
Yaşayan bir levrektim ben
O muhteşem kapıdan girerken
Şaşalı törenler yapılmıştı
Mutluluk öldürebilirdi beni
Mavilikte sarhoştum şimdi
Bir ana ait her şey
Karıncalar karmaşasına dönerken
Asfaltın kenarından patikaya doğru
"Für elise" çalar köşedeki kitapçı
bir hüzün dağılır etrafa
Suskunlaşır her şey
Bıraksalar
Gök yarılacak
O bulut düşlü
Çocukların gözlerinde
Ve
Çığlıkları kalacak tanrının
Bir bulut geçti uzaktan
Vakur bir havası vardı
Acelesi yoktu
Mavi
Rengini verdi
Rüzgâr ise sesini
Bu mu hayallerin
Korkak adımlarla yol ettiğin yollar
Senin mi?
Kırıldın mı rüzgârlara
Kuzeyde
Yosunlaşmış raylardaki yalnızlık




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!