İsm-i azam duasıdır
Hergiz usanılmaz imiş
Uçtu bülbül kafesinden
Göçen canlar dönmez imiş
Alay göçmüş yurd'uğradım
Gönül gel karardan aşma
Sözüm sana meveddettir
Gafillen bacadan düşme
Evvel kapı şeriattır
Şeriattan edep öğren
Gönül havalanıp gökte gezerken
Bana zulüm kanlı zalimden oldu
Kişinin çektiği dili belası
Her ne oldu ise dilimden oldu
Dağlara taşlara lalesin verdi
Öz(ü) mü zulmete salmanam
Allah bir Muhammed Ali
Ben gayrı nesne bilmezsem
Allah bir Muhammed Ali
İki şahin bir yuvada
Dağ yüzünde şah-ı kervan duruyor
Onun katarından ayırma bizi
Önünce Düldül'le Kanber gidiyor
Onun katarından ayırma bizi
Gün müdür ay mıdır Muhammet Ali
Kahpe felek sana n'ettim n'eyledim
Aksine dönderdin çarh-ı devranı
Hani n'oldu esk'adalet eski gün
Perişan eyledin cümle cihanı
Sultan Süleyman'ın katında iken
Pirim bana ismini bağışladı
Deftere yazıldım bir dün içinde
On iki kapılı şehre uğradım
Yedi derya geçtim bir dün içinde
Bir saatte yedi iklim dolandım
Yine ılgın ılgın seher yeller esince
Bulutlar kaynaşır bülbül nic'oldu
Şah İmam'a beli diyen gaziler
Sürülen tarikat erkan nic'oldu
Erenler meyl'etmez bunda yalana
İptida bir sofu Şah'a varınca
Niye geldin derler Urum sofusu
Çevre çevre dört yanına bakınca
Niye geldin derler Urum sofusu
Ateşin yanmadan dumanın tüter
Ol benim sarı tanburam
Senin aslın ağaçtandır
Ağaç dersem gönüllenme
Kırmızı gül ağaçtandır
Ali Fatma'nın yari
"Şu ellerin taşı, hiç bana değmez,
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni !"
Kalleş hızır
Breh breh