Gelin ey erenler seyran edelim
Açıldı kapısı Seyyit Ali'nin
Eksiğimiz bilip dara duralım
Himmeti ganidir Kızıl Deli'nin
Çekti sancağını dağlar dolanır
Bizden selam söylen Kul Himmet kardaşa
Vücudun şehrini gezsin de gelsin
Yedi kat yer ile yedi kat göğün
Onun manasını versin de gelsin
Benim aradığım Hazret-i Ali
Gelsin ikrarına beli diyenler
İniltim derdim Muhammed Ali'dir
İsmin anınca salavat verenler
Meşrebim virdim Muhammed Ali'dir
Gör'e Mansur kabul eyledi darı
Çekilse bayraklar döğüş kurulsa
Şahımız da kol kol olsa yürüse
Eğer din-İslam'da kuvvet var ise
Muhammed Mustafa Ali gel yetiş
Lavunları bağladılar nazıra
Hızır Paşa bizi berdar eyledi
Kesti kollarımı kızak bağladı
İşiten muhipler hep kan ağladı
Açılın zindanlar pire gidelim
Kalenin kapısı taştan demirden
Gidi Yezid bize Kızılbaş demiş
Meğer Şah'ı sevmiş dese yoludur
Yetmiş iki millet sevmezler şahı
Biz severiz Şah'ı Merdan Ali'dir
Kırkımız da bir katara dizildik
Gine dertli dertli iniliyorsun
Sarı turnam sinen yaralandı mı
Hiç el değmeden de iniliyorsun
Sarı turnam sinen parelendi mi
Yoksa sana yad düzen mi düzdüler
Gönül ne yatarsın gaflet içinde
Doğdu seher vaktı kalk hacet dile
Özünü zulümden kurtaran dersin
Doğdu seher vaktı kalk hacet dile
Evliyalar enbiyalar varisi
Gitme giden sana sual sorayım,
Ya ne bu dünyanın üstünde durur?
Vallahi billahi ben onu gördüm,
Dünya Sar'Öküz'ün üstünde durur.
Gitme giden gitme bir dahi soram,
Bir ulu kervandır hak kuyusunda
Gitti kervanımız Ali'ye doğru
Yeni de kurtulduk gamdan kederden
Gitti kervanımız Ali'ye doğru
Hünkar Hacı Bektaş Veli'ye doğru
"Şu ellerin taşı, hiç bana değmez,
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni !"
Kalleş hızır
Breh breh