Gelin yiyelim içelim
Bu güzellik geçer bir gün
Alem yaran yaran olmuş
Ali'm sırrın açar bir gün
Yeyip yediren bir adem
Serseri girme meydana
Aşıktan ahval isterler
Kallaşlık ile urma dem
Tasdik ehli kal isterler
Uyan bu gaflet habından
Sevda çekmek şanlarıdır
Gizlice erkanlarıdır
Hak yoluna canlarıdır
Kurbanı bektaşilerin
Onlar Horasan'ı gezer
Erler pirler erkan aldı izinden
Yüz dört kitap sükut eder sözünden
Ay gün şule verir anın yüzünden
Seversen de böyle güzel sevmeli
Ziya verir gözü ile kaşları
Üfürdüm çerağı yandıramadım
Gönlümü yüksekten indiremedim
Aç doyurup susuz kandıramadım
Ben nice varayım Hak divanına
Ulu yol üstünde köprü çatmadım
Yine tamam oldu senenin başı
Aktıkça akıyor gözümün yaşı
Mümin olanlara veriyor cüşu
Münkir Yezit kıymetini bilmedi
İnşallah Yezid'in nesli kırılır
Hü diyelim gerçeklerin demine
Gerçekierin demi nurdan sayılır
On'ki imam katarına düzülen
Muhammet Ali'ye yardan sayılır
İhlas ile gelen bu yoldan dönmez
Bir sabah vaktinde yerini görsem
Belirsiz vatanı ili var koçun
Ancak sen bilirsin hey kadir Allah
İbrişimden ala teli var koçun
Koç kuzu kurbandır Hak der atamaz
Bir bülbülcük konmuş dağlar başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım
Şahin yuva yapar kendi başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım
Bizim evlerimiz dağdan ötedir
İki turnam gelir (de) Bağdat elinden
Gül alır gül verir kendi elinden
Aşığın verdiğini (de) koymaz dilinden
İnip gider (de) turnam dost diye diye
İki turnam gelir (de) birisi yavru
"Şu ellerin taşı, hiç bana değmez,
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni !"
Kalleş hızır
Breh breh