Alışık değiliz mutluluğa;
Tadını çıkarmak yerine altını üstüne getirip içinde bir kaç damla göz yaşı, biraz hüzün bulmadan rahat edemiyoruz.
Acı çekmek, Mutlu olmaktan daha gerçek geliyor bize.
Ah papatya;
Benim masum fahişem.
Sevenlerin, sevmeyenlerden ne farkı var.
Sanki seven koparmadı mı? yapraklarını.
Birisi çıkar karşına ellerini tutar gözlerine bakar.
Ona her şeye rağmen inanmanı ister.
Ve sen sanki bir önceki inanmaların,
Hep mutlu sonla bitmiş gibi inanırsın.
Sonra her şey yeniden başlar.
Ama unutma aşkı güçsüzler taşıyamaz bunu kanayan yaralarınla öğreneceksin.
Ben aşık olmadan önce bir sürü dostum vardı.
Yaşıyordum kafama göre, özgürce.
Başımdan hiç eksik olmazdı gök yüzü.
Geceyi sen sevdirdin bana,
Bu zifire sebep sensin.
Şimdi eriyorsam yavaş yavaş;
Haddinden fazla sev, zerresi kadar sevilsende
Gözünde çığ gibi büyüt, avuçlarında eriyip gitsende,
Sana zarar versede, daha da feda et tüket kendini.
Hep çok ol, o seni azaltsada.
Çünkü ahmaksın sen, ve aşıksın...
Yalnızlığın süsüydü susmak
Ve bir bakıma her gece ölmekti,
bir fasıl gibi sensizliği dinleyip uykuya dalmak...
Unuttuğuna göre sen bilirsin
unutmak için kaç gece gerek,
kaç şişe içmeliyim kendimden geçmek için,
Kaç ten geçirir yatağımın soğukluğunu.
Hangi şehrin sokakları daha çıkmaza sokar beni
Ve hangi oda sensizliğe alıştırır bu bedeni.
Unuttuğuna göre sen bilirsin
unutmak için kaç gece gerek,
kaç şişe içmeliyim kendimden geçmek için,
Kaç ten geçirir yatağımın soğukluğunu.
Hangi şehrin sokakları daha çıkmaza sokar beni
Ve hangi oda sensizliğe alıştırır bu bedeni.
Sanıyorsun ki unutamadığımdan seni bu dalıp dalıp gitmeler,
Ölü gibi dolaşıp, tebessüme düşman suratsızlıklar.
Bil isterim yanılıyorsun;
Gecelerdir uykusuzum,
Bir uyusam bir daha adın gelmez aklıma.
Ne var ki geceler senden yana.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!