Korkarım şimdi
Vallahi korkarım
Tutar gelir sabahın köründe
Telaşa kapılır işte mısralarım
Öyle utanması, sıkılması da yok
Arsız kefere! ..
En umulmadık zamanda
En şaşılacak yerde gelirsin bazen
Bazen de yitip gidersin
Kaybedilmiş bir hüzün gibi
Bazen gerçek olursun
Sevda ırmağında yundu desinler
Bir gönüle girdi, çıktı desinler
Su idi ateşler sundu desinler
Desinler diye diye sevilmez ki
Dostlar gülsünler düşmanlar gülsünler
Sarma başıma deli sevdanı
Ağlayamam ıssız gecelerde
Yollar bende kalsın
Acılar bende
Dert bende
Yeter ki bitmesin böyle
Çığlıklarım içime suskunlaşıyor her soluk alışımda
Sanmayın acısız geçiyor günlerim
Akmıyor göz yaşlarım yalnız kalınca
Yaşıyorsam inat ölüme
Seviyorsam çare sevgisizliğe
Bir çığlık direnciyle sevmek seni
Acılara, ölümlere ve ayrılığa inat
Umut salmak susayan yüreğine
Sevmek seni...
Senin gibi...
Çık git aklımdan
Düşlerimden git
Uzaktaki yıldız gibi bakma
Yaralama
Dün ol
Düş ol
Sevgiyle doluydu düşlerim
Ezgilerinle
Sıcacık
Umutlarım bir bahar rüzgârıydı
Savururdu acılarımı
Sensizliğe
“Fikirsiz gidişler, gelişler ertesinde”
İçimizden eksiliyor şarkılar yavaş yavaş
Buruk hüzünler kaplıyor her yanımızı
Kırgın bir coğrafyada saklı umutlar
Ezgin düşlere sarkıyor uykumuz
Susuşlara adadık sessiz yüreğimizi
Gülüşler uzak kaldı seslenişlere
Ne haykıran var ne çağıran
Ne darıldık ne de konuştuk akşamlara
Bahar olduk yaza durduk
Sevgili Özgür Kökturk abim. Sevgilerimle, inanıyorum ki yüz yıl sonra okuyacak insanlara güzel mesajlar verdin. Tanıştığımız için memnun oldum.
Bir gelinciğin kanayan gülümseyişi olsun bu yaşında senin hayatına sunulan kırmızı el....Neden el,deme sakın.O el dokunacak sana sıcacık ve şevkatli.Mevlamın hakkı için tüm karanlık yanlarını ağartacak bir şafak lezzetinde ve yumacak gözlerini senin ağladığın gözlerden....Sen bu yaşında bu elle veda ...