Kalleş kurşunlar sıkılır nazlı sevdalara
Yürek suskunluğun esaretine mahpus
Kahpe bir tebessüm belirir dudakta
Yalvarır soysuzluğu gizlemek istercesine
Çirkef sarmış tüm bedeni
Kar altındayken şehir
Gülüşün kalır aklımda içimi ısıtan
Yakar sevdan derinden derine
Külümden geriye adın kalır
Islanan gündür gecenin gözyaşlarıyla
Düşlerim sır rengi
Kederle örtülü hüznüm
Sebebi yok bıçkınlığımın
Düşe kalka gidiyorum
Yürüyorum ağır aksak
Harmanlayıp umudumu umarsızlıkla
Derler ki, aşk umudun yarısıdır
Eyvahlarla vahlar arasında
Ne bir çaresi vardır gidişlerin
İslenir ne de puslu karanlık
Zehir olur gecelerin sessizliği
Gecenin bir yerindeyim
Neresindeyim bilmiyorum
Uçsuz bucaksızlığında belki
Belki kör kuyularında
Uçurumunda sessizliğimin
Kıvılcımlar düşer yavaş yavaş
Yakar yorgunluğumu
Kim bilir nereden gelir
Kaçıncı zamanı yaşar düşlerim
Kaçıncı boyutundayım evrenin
Tedirgin bir yürek düşer umut yoluna
Sığ limanların telaşından kaçarcasına
Haykırmak ister durgun beyinlerin duyarsızlığına
Kaç günde kaç gül açar kaç dalda
Kaç yaprak düşer toprağa
Hesapsız kaç sevda parçalanır
Kalabalık yalnızlıklar içindeyim...
İpin ucunu kaçırırcasına ağlamalarım
Şiirler isyanda
Amanlara karışıyor nefes alışlarım
Bir yanım hüzün, bir yanım buruk
Kuru bir yağmur yağıyor
Duru bir yalımın çemberine
Beceriksiz bir intihar şaşkınlığında...
Ben beni benden alıp
Bensiz diyarlara giderken
Ateşgûn günler içindeki ömrün
Ateşzen buğularında kalırım
Aşkbazî yalancılar arasında
Ateşzebân sözlü şiir yazarım
Sevgili Özgür Kökturk abim. Sevgilerimle, inanıyorum ki yüz yıl sonra okuyacak insanlara güzel mesajlar verdin. Tanıştığımız için memnun oldum.
Bir gelinciğin kanayan gülümseyişi olsun bu yaşında senin hayatına sunulan kırmızı el....Neden el,deme sakın.O el dokunacak sana sıcacık ve şevkatli.Mevlamın hakkı için tüm karanlık yanlarını ağartacak bir şafak lezzetinde ve yumacak gözlerini senin ağladığın gözlerden....Sen bu yaşında bu elle veda ...