Bırak kürekleri suya hamlacı! !
Fark etmez misin tahtasına işlemiş tortunun tuzlu tadı...
Nasıl da yakmaya başlamış elindeki asırlık yaraları? ...
Çatlamış sandalında duyulurken yok olmanın feryadı,
Kaç fırtana daha aşar dersin? Söylesene hamlacı!
......
Yüreğimden bir çakıltaşı çalıp, sessizce kaçmaya çalışan zangoç!
Az kalsın, sonsuzluğun katedraline es vuracaktı aryalar..
Başını kaldırsaydın sen de görecektin.
O es’lerin yanına bir “nü ben” yakışırdı ama
Tenha bakışlarda kopan fırtınalar,
Sanırım relç etti parmaklarımızı,dokunamadılar...
Her gördüğü zili çalıp kaçmayı seven adam,
kapımın önünde şeytan tüyünü düşürmüş.
Geri almaya ha geldi ha gelecek..
Bu sefer yakalayalım!
Hazırsın değil mi kadife ağlı beyaz örümcek?
Dağlar ses verdi, bir tek o duydu
ve bir sevda şiiri yazıldı...
Noktayla virgül arası kalem sürçmesi değil
Yine yanıldı şair.
Sadece eko vardı.
Karşılıksızdı...
Sandala oturmuş yürekler ağır ağır yaklaşırken bize doğru,
kapatalım gözlerimizi, kamaşmasın yakamozdan...
Kız kulesine hapsolmuş düşlerin azad ediliş günü bugün
ve hepimiz birazdan, yalanlarımızı soyunup çırılçıplak dalacağız suya
Belki varmadan kıyıya, ilk yakalayan oluruz küreklerin ucundan..
Hummalı veda arifesinde...Tüm çiçekler renksiz
Yalnızlık paylaşamıyor konaktaki baş köşeyi,
Gidiyorsunuz ya kadınım! ! Kalakaldım neşesiz! !
Enkaz bölgesinden toplanmış ikinci el aşkları
Batık şehrin üstüne istifleyince kaza kırım heyeti
Çıkan seslere uyandı harabe manastırın tutsak rahibesi
Asırlardır uzamış ve sivrilmiş tırnaklarında, uyuyakalmışlığın bahanesi
Saçlarında topaklanmış çamur, lav küllerinin hediyesi
Uyuşmuş bacaklarını sürüklerken
Bendeki bu kurşun geçirmez yürek
Ne savaşlar verdi de buna mı yenilecek?
Geç dostum geç bu sevdadan! ! .
Kumdan kaleyi devirdin diye
Sanma ki köşkün şımarık kızı üzülcek..
Kalem güzelinin gözleri hatırına;
şöyle yazın diye buyurdu kelimelerin efendisi
sürnamenin ilk satırına....
“Bu ne tahta çıkma merasimi, ne düğün,ne zaferdir...
Bakıp görebilenler için yitirilene yakılan ağıt
Melek diz çöküp kapayınca gözünü
Dile gelir su, / bir DO verir arpın tellerine
Göz yaşı doğar ve başlar hikaye...
---------
Tek perdelik oyunda,oyun içinde oyundur yaşanan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!