Göklere dayamış ya merdiveni,
Meleklere selam vermek ister canı.
....
Ekleyip maviye kırmızıyı,
Kızdırmayın olur mu deli kızı?
Atarsa kafa tası,
Kaybolmuş bir mektubu yıllar sonra postadan geri alır gibi ellerim
Tir tir titremedeyim....
Dudaklarımdan,dizlerimden bağımsızım....ismimden şüpheli...
Bu, karşımdaki sensen eğer? düşlerimde boyadığım sandal kadar mavi...
Yar! şimdi Erguvan Meydanı'na çıkıp,
çığlık çığlığa seslenmeli! ! ...
. .Bunca zaman, kıyıp da gözüne bakamadan,
. .El uzatıp yanağında gözyaşına dokunmadan,
. .Nicenin en ağustos gününde,
..Seni bekleyeni unuttun.
..Aldı oturttu dizinin dibine,
..Neşe desen gırla, kucak kucak.
Bugünlerde, inci işlemeli masallar anlatıyorum nar bülbülüne,
Keyifsizim, biraz da mahçup,
Uçurtmaları geri getirecek rüzgar yokmuş ceplerimde.
Halbu ki, tozu dumana katarak esecektim
Yine kandırdım....
Gözlerim acımıyor ama.. yüreğim? ?
Limana yanaştı gemi ve birer birer indi yolcular..
Uğurlarken, parmak uçlarımdaydı ya tomurcuklar,
Bugün, yine aynı yerde beklemekteyim,
eteklerimde yığınla solmuş yaprağım var...
geldin mi ey yürek, gezip görüp geldin mi?
/...nal sesleri yankılanacaktı şehrin sokaklarında,
küçük kız çocukları koşacaktı ardından dizleri yaralı.../
....
bütün kısraklarını özgür bırakacaktım
bir sabah gülümseyişinle uyanmama düşlerimin
ve ‘omuz silkip 'terkedilmek’ koyacaktım diğer adını
Bütün ağaçlar bir yaprağını yere bırakır...
Hüzün konur hep masal dağının adı..
En kolay yağmur sesine karışır veda heceleri
ve toprağın tahtaya çarpınca feryadıdır duyulan;
ölümdür adı........Çok soğuk olur geceleri..
Bilmiyorum göz kapaklarıma çöken tonlarca ağırlığı
Mengeneye ucundan sıkışmış ufacık bir yürekle taşımayı..
Zorr! ! Çok zor be Anne!
Alsan geri bedenimi ve uterustan kovulmuşluğumu öğretsen..
Belki de saymaktan vazgeçerim aşınmış idam ipindeki boyun izlerini
Ve gölgeler küçülür, küçülür..insan boyuna gelir...
Ağzına kadar doldurulmuş bir valiz gibiyim
Az önce uzun bir yolculuktan gelmişim..
Öylesine ağırım ve öylesine yorgun,
sanki içimde dağ taşımışım...
...........
Oysa ki ben; küçük bir gece çantası olmalıymışım,
.....
kutsanmış yalanlardan... aşınmış günahlara
bir sürü ayak ve tırnak izleri
cesarette olamadan esarette kalmışlar/utanmışlar
örtünmüşler çıplaklıklarına sisleri.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!