Sevimsiz bir yağmur duasına açılmıştı gövdem
Rüzgarın derinde
olduğunu bilmiyordum
Ben çok şey söyledim, çok şey biriktirdim
Kutsal bir suya olan
Rüzgarın sesi usulca girince arka kapıdan
Sokaktaki kumral saçlı
isportacıdan
Kuş üzümü aldım biraz
Suç aleti olmak için sanırım
Bir başağın yağmura duran sevinci yoksul
Afrika gibidir sevgilim
Adam akıllı seveceksek ormanları
Susamışlığın önceki
gününden
eklem yerinden kırılan plastik vazolar
gibiyim sevgilim
kış düşüyor üzerimize
bu yas çiçeklerinin baygın menekşeleri sardunyaları vardı bir ara
ot ve yaban gülleri arasında
Her yağmur öncesinde acı bir rüzgar iniyor sokağa
Ellerim paslı demir yığınları
Ve ben bu dünyanın
Göbek kısmına
Çiçek açmış bir yaz günü
sevdimdi seni
Koru güllerini sakladımdı
defterin içine
ve ağlayacak bir cümlem kalmadıydı
Su bardağını duvarlara fırlatan bu çağın omurgalarını
Gevsettim bugün
Gün doğumlarında ürkek serçeler
geçti önümden
Rüzgarın arkandan koşmasını bekliyorsun
Oldum olası
Kapılar gıcırdarken
bir kedi kaçıyor içeriye
Bir nehrin iki yakasını bir araya getirdiğim
Yağmurlu sabahları topladım
yüzümden
Böyle zamanlarda güvercinler
uçmayı bilmiyor
Al yanağa ağda tutmayınca
Kızlar da berbere
gidiyor artık
Deniz tuzu yutmuş yosun çiçeği
değilim ki ben
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!