Beni ikiye ayıran kara duvakları
Pembe sözcüklerle
süslemek istiyorum
Arada yanlış ünlemler de olsun şiirde
Ve öfkenin içindeki
yalnızlık tek ayak üstünde kaldıysa eğer
saçmalamak istiyorum burada
beni berbere
götürün kızlar
saçlarıma kurdele bağlasın rüzgar
Omuzlarımda büyüyen üzüm lekeleri
Körebe oynarken çocukluğumla
Sağır vakitlere anlatıp duruyorum etrafımda dönen çirkinlikleri
Ömürlük sevgileri gömüp bir güzel
Üstüne
Ne zamandır beyaz çarşafların mürekkeple olan dansını izliyorum
Tavanda iskambil kağıtları
Kadife saçlı bir yağmurun rahminden çıkardığım
gül artıklarını
Ben çok uzaklardan baktım sana
Tam on ikinci kattaydı gölgen
Ve yara bandına
üfleyen bir dünya vardı etrafında
Beni hep bağışlayan sonra da alnımda
güz dönemi yaratan
bir mevsimdi sonbahar
Ve yorgunluğun üstünü örtmeye çalışan bir vampire dönüşmuştü dünya
Vaktinden önce doğuyor insan
Sonra ağzında kiremit tozu olan
bir ceylan iniyor şehre
Yüzümüzde suya dokunan
sardunyalara su vererek unuttuğum ve üstünden usulca geçtigim
bir yerdi dünya
kurula kurula göbeğine
çiftleşen insan
firar eden bir kaplumbağa ile yüzleşti
Biliyorum, yüzün imlasızlığı var bu şiirde
Ve gölgeni tutup, kendinle konuştuğun
O büyük andır korku
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!