Bir yanında aslan, bir yanda ceylan
Duruşun; barışa çağırır bizi.
Sevgi muhabbetle gönülde olan
Yarışın; barışa çağırır bizi.
Barış güvercini, dostluk elisin
Sevmek; ıstırapsa, acı çekmekse;
Bundan sonra artık sevmeyeceğim.
Sevgi dilenerek, boyun bükmekse;
Bundan sonra artık sevmeyeceğim.
Gülü koklamadan diken dermekse,
Güzellikten konuşursak,
Hemen gelir dile orman.
Bir bilene danışırsak,
Eştir vatan ile orman.
Canlıların yuvasıdır,
Korkutamaz beni zulüm,
Ben halkımın ozanıyım.
Ne işkence, ne de ölüm
Ben halkımın ozanıyım.
İkrar verdim, dönemem ben
Masum ceylan gibi bakar gözlerin,
Avcı olsam vuramazdım ben seni.
Beni mest eylerken şirin sözlerin,
İstesem de kıramazdım ben seni.
Dudakların ikiz kirazın dengi,
Pençe vurup yaraladım döşünü,
Bir gün bana saldırmadı bağlamam.
İtaatle yapar gider işini,
Hiç başını kaldırmadı bağlamam.
Düzen verdim kulağını bükerek,
Aydınlıktan korkan yobaz sürüsü
Gözleri kamaştı ışığımızdan.
Pislikten çıkmayan lağım faresi,
Çorba içmek ister kaşığımızdan.
Hakk yolunda ölür, bükülmeyiz biz,
Dostlar bana “gül” diyorlar, “gül biraz! ”
Gönlüm hoş değil ki nasıl güleyim?
Kader gülse eder miyim itiraz?
Gönlüm hoş değil ki nasıl güleyim?
Ömrüm, yıldız gibi kayıp giderken,
Siyah örgü giymiş beyaza nispet,
Kömür düşmüş gibi, kar’ın üstüne.
Dilesem Mevla’dan böyle bir kısmet,
Bilmem ki olur mu yârin üstüne.
Gözlerine yıldız düşmüş parlıyor,
Hiç mi tanımadın, hiç mi sevmedin?
Aşkımızdan eser, iz bırakmadın.
Sana ne söylesem ikna olmadın,
Başka söyleyecek söz bırakmadın.
Çiğneyip geçtiğin yol ettin beni,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!