şiir
az şiir şimdilerde
uzanmak zor çoğuna
onun bizden uzak durduğu bir çağda
insanın gittikçe azaldığı bir vasatta yaşıyoruz
burun kıvırarak;
Nasip etsen kalksam gece
Abdest alsam bir güzelce
Diz çöküp de hece hece
Ansam adını dil ile
Zikrullahla coşa gelsem
havada,
çaresizlikten ve şoktan kamaşmış,
gözleri kısık,
içini göstermeyen,
Sanki Cennetten kovulmuş bir küçücük Âdem’di o. Kolejlerde okuyan mutlu bir çocukken evden atılmış, daha olan biteni tam idrak edemeden, kendini hiç tanımadığı bu koca şehrin, sokaklarında buluvermişti. Şu hastalıklı ve cılız arkadaşı da olmasa, tümden yapayalnız kalacaktı sokaklarda.
Yağmur yağıyordu ince ince. Açtılar ve arkadaşı, kötü kötü öksürüyordu. Bunca evin içinde evsiz, bunca kalabalığın içinde yalnızdılar. Yüzü solgun, gözü yaşlı bir kadının hayali canlandıkça zihninde, bir kor düşüyordu içine. Cehennem ateşi gibi bir şey. “Annem! ” diye inliyordu içten içe. “Ah annem! ...”
O gece, arkadaşının öksürüğü, onu korkutacak kadar sıklaşıp uzayınca, içinde üç beş kişinin oturduğu o izbe kahvehaneye girdiler. Belki biraz oturmalarına, ısınmalarına izin verirlerdi.
İçeri girince bütün gözler üzerlerine çevrildi. İçerde, tezgâhını temizlemekle meşgul kahveci durdu, bir köşede aynı masada oturan dört genç adam birbirine manalı manalı baktı. Daha çocuk denecek yaşta ve perişan durumdaki bu iki gencin, gecenin bu saatinde kahvehanede, ne aradığını anlamaya çalışıyorlardı.
Ayaklarımla düşündüğüm,
Beynimle yürüdüğüm!
Dikene battığım,
Gülce koklandığım!
Zulme uğramadığım;
Tersine,
Geçtiğim yollardan geçiyorsun,
görüyorum:
Ciddiyet içinde, ne gülünç haller!
Gülünmez mi?
Kaldırım taşları öpmesin beni
El âlem ne der
Kaldırım taşları öpmesin beni
Kahpeler güler
Jan Valjan kadar onurunuz
Javer kadar haysiyetiniz gururunuz
Yok muydu?
Hadi piskopos şöyle dursun
Ben seni hep korka korka yaşarım.
Bazen suda hayal,
bazen çölde serap gibisin…
Hoyrattır ellerim,
Ne mümkün dokunmam gözümden sakınırken.
Sevmelere doyamaz kalbim
Millet namına gavurluk
Yapmayı Türklük saydılar
Dosdoğru yoldan ayrılıp
Sapmayı Türklük saydılar.
Şiiri sehven iki kere yayınlamışım. Altındaki yorumları buraya alarak birini sildim. Özür dilerim...
...
Leyli Can Şiiri Hakkında;
Âşık Cinasî: Bu ne güzel bir şiirdir, ne güzel bir koşmadır. Şimdi kalkıp mercekle uyak aramanın, biçime dayalı kural aramanın bir anlamı var mı? Şiiri ...