Ben damalaya damlaya oluşan göllerin sabrıyım.
Tohumun gücüyüm kayaları çatlatan.
Ne yağmur öncesi doluluğu,
Ne yağmur sonrası hüznü,
Ne de gök gürlemesiyle irkilenim.
(Sapanla Atılan Canlar)
Ey İsrail,ey fitne,fesat tezgahı,
Göğün zarlarını yırtarken binlerce bebeğin ahı,
O rahat döşeklerinizde yatamıyacaksınız.
Tarihimin nabzı var taşlarında,ritimleri diri,
Mehmetçiğin kalp atışlarından artakalan.
Özgürlük sedalarıdır seher vakitleri,
Martıların derin soluğuyla kanatlanan.
Şimdi gökyüzümüz atlas,saten,
Hicranın her dem kanayan gönlümün yarası
Sırrı dökülmüş aynalarda arar dururum
Aylardan Ağustos geceyarısı
Göz izlerin belki kalmıştır diye
Belki sıcak soluğundan bir meltem
Bu mevsim ne çok sana benziyor
Gül sen menekşe sen yaprak sen
Güneşin yağmur damlasındaki raksı
Kumru ötüşlerinde aşk nağmeleri
Ne çok sana benziyor bir bilsen
Fırtına öncesi sessizliği gökyüzünün,
Ağır ve dolu,yumruk yumruk.
İçinde sancısı boğum boğum yanlızlığın,
Bir adam,yağmur adam.
Çöl ve insan
Sen böyle değildin
Sitemkâr değilim
Sen ki mutlu bir anın şiiri gibiydin
Dizeler dökülürdü güleç dudaklarından
Bakışların yarınlara kararlı
Gülle başlayalım şiire
Eskimeyenlere uyarak.
Gülistanda gül kokulu Sadi,
Hafız'ın meşk meclisi aşk saatleridir.
Gülistan'dan yayılan o bilge koku,
Çağ çağ,burcu burcu ruhumuzu dolduran.
Öyle cünübüm ki hayata karşı
Tüm ırmaklar beni yunamaz
Tüm çöller teyemmüme yetmez
Öyle haram
Öyle murdar
Kuş olup uçsam,
Sonsuz maviliğine göklerin.
Yedi kat göğü aşıp
Yükselsem arşa;
Kana kana içsem
Özgürlüğünü aşkının.
Güçlü bir şair
nice başarılara
bu sitede gördüğüm en anlamlı şiirler tesadüfen rastladım şiirlerinize başarılarınızın devamını dilerim... cem seferoğlu