Deli gönlüm düştü dara,
Bu derdime yok mu çare?
Kadehleri kıra-kıra,
Kapılmışım bir efkâra …
Hayat bana kör bir tuzak,
Çektiğimiz kahır oldu,
Göz yaşımız nehir oldu.
Yaşantımız tehir oldu,
Bir lokmacık ekmek için …!
Yırtık yaka açık bağır,
Seninle güzide bir aşk yaşadık,
Gittiğinden beri haber gelmedi.
Ben hoyrat eldeyim ben sana sadık,
Aşkını gönlümden kimse silmedi …
Nerdesin-kimlesin önemli değil,
Neresinden başlasam, bilmem nasıl anlatsam!
Baht mı desem, talih mi, yoksa bir tecelli mi.
Tükenmez dertlerimi hangi dosta dinletsem?
Sırdaşım güler yüzlü hem de tatlı dilli mi,
O göz-göze sohbetin ikameti belli mi?
Ekabir divanında lüzumsuz laf, edilmez!
İman edip Hüda'ya bir diyen, beri gelsin.
Uzun kol bizden olsun, kazanca kin güdülmez,
Sofrasında lokmaya, ter diyen beri gelsin...
Gönlünü peşkeş çekip, bir endamı güzele,
Doğrken gözümü açmadan daha,
Kendime geri dön, dur diyemedim.
Ebenin sardığı nakışlı çuha,
Körpecik bedene dar diyemedim...
Tersimden boşaltıp buz gibi suyu,
Aşkın açmamış bir çiçek bağrımda,
Sevginle sula da gül versin sana.
Şifa terkibisin gönül ağrımda,
İlacı sendedir dermansın bana …!
Bir körpe tomurcuk korunmak ister,
Yalan dünya bıktım senden,
Ne istedin bilmem benden?
Öleceğim kederimden,
Vurdun beni en derinden …!
Sevdasına baş koyduğum,
Şu yalan dünyanın mülkü-serveti,
Bedelsiz-çıkarsız sevgi değil mi?
Aklı bir hoş eden üzüm şerbeti,
Aşk şarabı meylin şevki değil mi?
Hayvandan insanı süzen muamma,
Canım deyip seveceksen,
Her cefamı çekeceksen.
Kadir-kıymet bileceksen,
Al bu yürek senin olsun …
Seviyorsan sen de kaçma,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!