Aşk iklimindedir bütün kainat
Kıpkızıl bir kıyama bürünmüş her yer
Tarihe şehadet etmek adına
Zülfikar kesilmiş susuz yürekler
Aşk mektebinin son dersidir bu
Seraba dokunmak gibi bir şey..
Seni sevmek.
Bir Mayıs melteminde fırtınaya tutulmak.
Kaybolmak.....
Esrarlı koylarında,hüzünlü gözlerinin
Ben bu şehirde doğdum.
Küçük ama eski bir semtte
Beyoğlunun tam arkasında
Sıraselvilerden aşağı
Tophaneyle Taksim'in ortasında
Güvercinler konardı avlularımıza
Gün batımında hüzün erkek işidir..
Kimseler görmeden yuvarlanır
İki kirpik arası dert yağmurları
Yüreğine.......
Ve iner......
Dağ gibi sarsılmaz
Göremediklerinin peşinde gönül..
Nice güneşler tüketen zaman diliminde
Kirpiğin diğerine vuslatı kadardır ömrün yekunu
Sonsuza uzanan secdelerin vekarı içinde...
Kainatın gizlendiği zerreye bir bak
Gözlerin sanıpta bu gece.....
Bir yıldızı uzanıp öptüm sessizce..
Martılar fısıldadı.......
Yakamozlar döktüğünü denize.
Gözyaşlarındı avuçladığım
Boğazın tuzlu suları içinde.....
Oğulcuğum
Karagözlüm,ciğerparem,bir tanem
Bir düş kururyorum senin adına
Pırıl,pırıl sabahlar soluyacaksın,
Bir gün yeni bir şehre uyandığında.
Terlerini toprağa katmış insanların bahçelerinden
Neye dokunsam..
Soğumakta...
Neye baksam..
Silinmekte...
Neyi sevsem..
Bir buzlu cam gibi dağılmakta...
Koskoca bir şehir ölmekte
Yavaş,yavaş iç çekişleriyle.
Suya düşen yansımaları silinirken minarelerin
Martılar intihara soyunmuş ardına takılıp
Tükenmiş kelimelerin...
Bu ayrılık zulmetinin içinde,
Bir an bile vuslat şem'i yanarsa.
Dile gelir sanki bütün mahlukat,
Gece gözlüm bir gün bizi anarsa.
Onun nefesiyle güller açılır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!